Tarih: 13.11.2025 11:59

ANTALYA’DA ATMACA’DAN ‘DOĞALGAZDA DEVLET DESTEĞİ KALKACAK’ İDDİALARINA TEPKİ

Facebook Twitter Linked-in

Makina Mühendisleri Odası (MMO) Antalya Şube Başkanı İbrahim Atmaca, kış aylarının yaklaştığı bugünlerde doğalgaz birim fiyatlarından devlet desteği olarak tanımlanan sübvansiyonların kaldırılacağı yönündeki iddialar tepki gösterdi. Atmaca, ısınmanın, tıpkı su ve gıda gibi, temel bir yaşam hakkı olduğunun ve alınan bu kararın yeni mağduriyetlere neden olabileceğini açıkladı.

Kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte doğalgaz faturaları yeniden hane bütçelerinin en önemli kalemi haline gelirken, kota aşımlarında doğalgaz birim fiyatlarından devlet desteği olarak tanımlanan sübvansiyonların kaldırılacağı yönündeki iddialar, ısıtma sezonu öncesinde ciddi endişe yarattı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) Antalya Şube Başkanı İbrahim Atmaca, ısınmanın, tıpkı su ve gıda gibi, temel bir yaşam hakkı olduğunun altını çizdi.

Alınan bu kararın vatandaşlarda mağduriyet yaratacağını ve sosyal devlet anlayasına ters bir durum olduğunu belirten Atmaca, "Böyle bir uygulama, vatandaş için dolaylı bir zam anlamına gelecektir. Isınma, tıpkı su ve gıda gibi, temel bir yaşam hakkıdır. Bu nedenle enerji politikalarında yurttaşın yaşam koşulları sosyal devlet anlayışının önemli bir parçası olarak korunmalıdır" dedi.

"ISINMANIN BİR LÜKS DEĞİL, YAŞAM HAKKI"

Doğalgaz dahil tüm enerji kaynaklarında yapılacak zamlar ya da sübvansiyonların kaldırılmasının, hane halkı bütçelerini doğrudan etkileyeceğini vurgulayan Atmaca, "Isınmanın bir lüks değil, yaşam hakkı olduğu unutulmamalıdır. Tasarrufu teşvik etmenin yolu cezalandırıcı kota uygulamaları değil, enerji verimliliğini özendirici mekanizmalardan geçmelidir. Kota baskısıyla "ısınmadan feragat" etmek, yaşam ve çalışma koşullarını olumsuz etkileyecektir. Enerji kullanımını kısıtlamak yerine, mevcut sistemlerin verimliğini arttırmak çok daha kalıcı ve adil bir çözümdür" diye konuştu.

"ADALETSİZLİK DOĞMASI KAÇINILMAZ"

Atmaca, konut yapısı, kullanım biçimi, iklim koşulları, bina yaşı ve yalıtım seviyesi gibi çok sayıda değişkenin, doğalgaz tüketimini doğrudan belirlediğini ifade ederek, "Bu nedenle her bölge, her bina veya her iklim kuşağı için adil bir üst sınır koymak neredeyse imkânsızdır. Nitekim elektrikteki kota uygulamaları nedeniyle iklimin sıcak olduğu şehirlerde klima kullanımı yüzünden vatandaşların mağdur olduğu görülmüştür. Doğalgazda da benzer bir adaletsizlik doğması kaçınılmazdır" dedi ve hâlihazırda şehirler arasında doğalgaz birim fiyatlarının zaten farklılık gösterdiğine dikkati çekti.

"ISI YALITIMI SEFERBERLİĞİ BAŞLATILMALI"

TÜİK'in 2022 verilerine göre hanelerdeki nihai enerji tüketiminin yüzde 65,3'ü alan ısıtma amaçlı olduğunu, sektör raporlarına göre ise Türkiye'deki bina stokunun ancak yaklaşık yüzde 20'sinin tam ısı yalıtımına sahip olduğunu belirten Atmaca, "Bu veriler ışığında, konutlarda yeterli ısı yalıtımının bulunmaması ve ısınmaya yönelik yüksek enerji payı, tasarrufun kota uygulamalarıyla değil, yapısal iyileştirmelerle sağlanabileceğini göstermektedir. Enerji verimliliği, cezalandırma yerine dönüşümü hedefleyen politikalarla sağlanabilir. Bu kapsamda binalarda ısı yalıtımı seferberliği başlatılmalı, özellikle düşük gelirli haneler için destek mekanizmaları oluşturulmalıdır. Verimli ısıtma sistemleri ve termostatik vana ya da oda termostatları gibi akıllı kontrol ekipmanlarının kullanımını teşvik edecek düşük faizli kredi ve hibe sistemleri devreye alınmalıdır. Kamu binalarında örnek teşkil edecek enerji yönetimi uygulamaları hızla yaygınlaştırılmalıdır. Vatandaşın bilinçli tüketim davranışını destekleyecek bilgilendirme ve farkındalık kampanyaları yürütülmelidir" önerilerinde bulundu.

"SÜRDÜRÜLEBİLİR POLİTİKALAR ÜRETMEKTEN GEÇER"

Enerjiye erişimin bir hak, verimliliğin ise bir sorumluluk olduğunu dile getiren MMO Antalya Şube başkanı Prof. Dr. İbrahim Atmaca, "Bu dengeyi korumanın yolu, yurttaşın temel ihtiyaçlarını gözeten, adil ve sürdürülebilir politikalar üretmekten geçer. Ülkemizin enerji geleceği, kısıtlamalarla değil; adalet, verimlilik ve yerli teknoloji eksenli bir dönüşümle şekillenmelidir. Sosyal refahı koruyan, çevreyi gözeten ve enerji bağımsızlığına katkı sunan her adım, ülkemizin ortak yararınadır ve her bir bireyin sorumluluğudur" ifadelerini kullandı. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —