Tarih: 18.11.2025 09:19

YAYLA SERACILIĞINDAKİ ‘KONTROLSÜZ’ BÜYÜME SU KAYNAKLARINI YOK EDİYOR

Facebook Twitter Linked-in

Yayla seracılığının kontrolsüz olarak gelişmesi nedeni ile yeraltı sularında ciddi azalma olduğunu belirten Ziraat mühendisi Şali Erguş, "Başlangıçta doğru olan yayla seracılığında kontrolü kaybettik. Merkezdeki işgücü yaylalara göç etti. Su kaynakları tükenmek üzere ve neredeyse içecek su bulamayacağız" dedi.

Son yıllarda artan yayla seracılığının kontrolsüz ve çok fazla ilerlediğini belirten Ziraat Mühendisi Şali Erguş, 2000'li yılarda 40-50 metreden çıkan yeraltı suyunun bugün 200 metreye kadar düştüğüne dikkat çekti. Az su isteyen hububat üretiminden, çok su tüketen sebze ve meyveye geçişin kuraklığı pekiştirdiğini söyleyen Erguş, yayla seracılığının kortrol altına alınması gerektiğini söyledi.

BAŞLANGIÇ PLANLAMASI DOĞRUYDU

Yayla seracılığının başlangıç planlamasının doğru olduğunu ancak toplam planlamada hata yapıldığını söyleyen Şali Erguş, "İhracat yapmak için veya yaz dönemindeki tedarik zincirini kırmamak için kademeli dikimler yapılması lazım. Rakımlara göre Antalya'dan başlayıp yaylalara doğru çıkılması ya da İç Anadolu'da bazı bölgelerin bunun için özel alanlar olarak planlanması gerekiyor" diye konuştu.

TARIMDAKİ İŞGÜCÜ YAYLALARA GÖÇ ETTİ

Gelinen noktada, mikroklima ortamları olan Amasya, Bilecik gibi özel bölgelerin ötesinde her yerde üretim yapılmaya başlandığını belirten Erguş, "Böyle olunca sahildeki üretim alanlarında çalışan kişiler, kendi yaylalarında seracılığa başladı ve merkezdeki iş gücü azaldı. Bunu gören diğer insanlar da yatırımlarını artırdılar. Dönem dönem teşvikler de vardı bununla ilgili. Ama teşvikler sınırsızca kullanıldı. En büyük sorunlardan biri de; Antalya yaylalarında yıllık yağış miktarı düşük. Kuraklık yaşıyoruz. Kuru tarım alanından birden sulu tarım alanlarına geçildi. Buna bağlı olarak da su sıkıntısı baş göstermeye başladı" dedi.

CİDDİ ANLAMDA SUSUZLUK YAŞIYORUZ

Yer altı kaynaklarından ciddi miktarda tuzlu su çekildiğini ve yaylada yıllık 300-500 milimetrelerde olan yağış miktarının kuru tarım için uygun olduğunu belirten Erguş, "Ancak domatesi haftada en az bir kez sulamak zorundasınız. Önceden sulamadan üretim yapılıyordu. Şimdi ciddi su kullanılıyor. Yaşanan susuzluktan meyve bahçeleri de olumsuz etkilenmeye başladı. Korkuteli civarlarında 2000'li yıllarda 40-50 metreden su çıkarken, şimdi 150-200 metrelere kadar inildi. Bu, ciddi bir susuzluk yaşadığımızın göstergesi" ifadelerini kullandı.

YAYLA SERACILIĞI SINIRLANDIRILMALI

"Bunları projelendirmek gerekiyor" diyen Şali Erguş, şunları söyledi: "Seraların hepsinin kayıt altına alınması lazım. Yaylada belirli bir noktada durmak ve sera yapımını sınırlandırmak gerekiyor. Seraları belirli bir projeyle yaptırmamız ve artık su toplamamız lazım. Çünkü eskiden yağan yağmur, doğrudan toprağa geçiyordu ve yer altı sularını besliyordu. Şimdi böyle bir şansımız yok". /ANTALYAGÜNDEM




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —