TSUNAMİ UYARISI YAPTI.. PROF. PAMPAL EGE’DE 8.5’LİK DEPREM SÜRPRİZ OLMAZ’ DEDİ

Prof. Dr. Süleyman Pampal, yaptığı açıklamada çarpıcı uyarılarda bulundu. "Ege'de 8,5 büyüklüğünde bir deprem sürpriz olmaz!" diyen Pampal, tsunami ve volkanik patlama risklerine de dikkat çekti.


Gündem 3.02.2025 12:13:00 0
TSUNAMİ UYARISI YAPTI.. PROF. PAMPAL EGE’DE 8.5’LİK DEPREM SÜRPRİZ OLMAZ’ DEDİ

Türkiye, 6 Şubat depreminin yaralarını sararken, Ege Denizi'ndeki sarsıntılar yeni bir felaketin habercisi mi? Yunanistan'ın Santorini açıklarında 400'ü aşan deprem tedirginlik yaratırken, ülkemiz kıyılarına en yakın sarsıntı 140 kilometre mesafede kaydedildi. Son 24 saatte 35'i 3, 9'u ise 4 büyüklüğünde toplam 44 deprem meydana geldi. Prof. Dr. Süleyman Pampal, SABAH'a yaptığı açıklamada çarpıcı uyarılarda bulundu. "Ege'de 8,5 büyüklüğünde bir deprem sürpriz olmaz!" diyen Pampal, tsunami ve volkanik patlama risklerine de dikkat çekti...

Türkiye, 6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığı büyük depremin ardından yaklaşık 2 yıl geçmesine rağmen Ege Denizi'nde artan deprem hareketliliğiyle yeniden uyanmış durumda. 2023'teki büyük felaket, 53 bin 537 can kaybına yol açarken, şimdi Ege'deki üst üste gelen depremler, yeni bir felaketin habercisi mi sorusunu akıllara getiriyor.

İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Ege Denizi'nde 28 Ocak 2025'ten itibaren yoğunlaşan depremlerin sayısının 400'ü aştığını duyurdu. Deprem fırtınası şeklinde gelişen bu sismik hareketlilik kapsamında şu ana kadar kaydedilen en büyük deprem, 4.8 büyüklüğünde gerçekleşti.

Yunanistan'ın Santorini Adası'nın yaklaşık 25 kilometre kuzeydoğusunda yoğunlaşan depremlerin derinliği 5 ila 25 kilometre arasında değişirken, ülkemiz kıyılarına en yakın deprem 140 kilometre mesafede kaydedildi. Son 24 saatte Ege Denizi'nde 35'i 3 büyüklüğünde, 9'u ise 4 büyüklüğünde olmak üzere toplam 44 deprem meydana geldi. Aynı bölgede 2011-2012 yıllarında da benzer bir sismik aktivite yaşanmış, 14 ay süren süreç herhangi bir volkanik hareketliliğe yol açmamıştı. Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Pampal, bu hareketliliğin arkasındaki nedenlere ilişkin SABAH'a dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

EGE'DEKİ DEPREMLER: VOLKANİK FAALİYETİN İŞARETİ Mİ?

Prof. Dr. Süleyman Pampal, Ege Denizi'ndeki depremlerin artmasının, bölgedeki volkanik ve levha hareketliliği ile bağlantılı olabileceğine dikkat çekti. Pampal, "Ege hem sismik hem de volkanik açıdan son derece aktif bir bölge. Özellikle Yunanistan'ın Santorini Adası, aktif bir volkanik komplekstir ve burada geçmişte büyük patlamalar yaşanmıştır. Bu patlamaların, Akdeniz tarihinde ciddi tsunami dalgalarına ve büyük yıkımlara yol açtığı biliniyor" dedi.

Pampal, Santorini Adası'nın 8 kilometre kuzeydoğusunda bulunan Kolumbo Denizaltı Yanardağı'nın da bölgedeki en aktif volkanik noktalardan biri olduğunu belirterek, "Bölgedeki artan sismik hareketlilik, bu volkanik aktivitenin habercisi olabilir" ifadelerini kullandı.

BÖLGENİN SİSMİK AKTİVİTESİ, BÜYÜK BİR DEPREMİ GÜNDEME GETİREBİLİR

Prof. Dr. Pampal, bölgenin güneyde Afrika levhası ile kuzeyde Anadolu levhasının sınırında yer aldığını belirterek, "Afrika levhası, Doğu Anadolu ve Ölü Deniz fayıyla Arap levhasından ayrılarak kuzeybatıya doğru hareket ediyor ve Anadolu'nun altına doğru dalıyor. Bu dalan malzeme, yerin altında ergiyor, magma hâline geliyor ve yukarı yükseliyor. Ege'deki adaların çoğu volkaniktir ve bölgede aktif volkanik faaliyetler görülmektedir" dedi.

SİSMİK HAREKETLİLİĞİN YOĞUN OLDUĞU BİR BÖLGE

Afrika ile Anadolu'nun sınır hattının Hatay'daki İskenderun Körfezi'nden başlayarak Kıbrıs'ın güneyinden bir dirsekle Fethiye'ye doğru kıvrıldığını ifade eden Pampal, "Kıbrıs Yayı, buradan sonra tekrar güneye inerek Strabo ve Pirini Hendekleri'ne, ardından Helen Yayı'na bağlanarak Yunanistan ve İtalya yönünde devam ediyor. Bu sınır hattı oldukça hareketlidir ve Anadolu ile Afrika levhasının birleştiği bu bölge, sismik olarak son derece aktiftir" diye konuştu.

TARİHSEL SÜREÇTE BÜYÜK DEPREMLER YAŞANDI

Rodos-Girit hattında büyük bir depremin her zaman mümkün olduğunu dile getiren Pampal, "Burası zaten uzun yıllardır 4 ila 5 büyüklüğünde depremler üreten bir bölge. Rodos-Girit hattında 8 ile 8,5 büyüklüğüne ulaşan 7 büyük deprem meydana gelmiştir. Bu depremler oldukça büyük olup ciddi tsunami etkileri yaratmıştır. Antalya'dan başlayarak Muğla, Aydın, İzmir ve Çanakkale'ye kadar uzanan bölge, bu hareketlilikten etkilenmektedir" şeklinde konuştu.

VOLKANİK DEPREMLER VE TSUNAMİ RİSKİ

Ege Denizi'ndeki artan volkanik hareketlilik, denizaltındaki magma yükselmesi ile adacıkların oluşmasına veya deniz tabanında genişlemelere yol açabilir. Pampal, volkanik depremler hakkında, "Bu tür depremleri volkanik hareketlere haberci depremler olarak tanımlıyoruz. Eğer denizaltındaki magma yükselirse, volkanik depremler meydana gelir ve ciddi tsunami tehlikesi oluşturur" dedi.

Pampal, geçmişte Santorini'de yaşanan büyük volkanik patlamaların, büyük can kayıplarına ve tsunami dalgalarının kıyıları vurmasına neden olduğunu belirtti. Şu an için endişe verici bir durum olmasa da olası bir volkanik patlamanın ciddi etkiler yaratabileceğini vurguladı.

8,5 BÜYÜKLÜĞÜNDE BİR DEPREM EGE'DE BEKLENİYOR

Prof. Dr. Pampal, Ege Denizi'ndeki artan depremlerin büyüklüğünün 8 ile 8,5 arasında olabileceğine dikkat çekerek, "Bu büyüklükteki bir deprem, Yunanistan adalarını, Yunanistan anakarasını ve Türkiye'nin batı kıyılarını etkileyebilir. Özellikle İzmir, Muğla, Aydın ve Çanakkale gibi şehirler bu depremlerden etkilenebilir. Ancak en büyük hasar Yunanistan'a yönelik olacaktır" dedi. Pampal, böyle bir depremin sürpriz olmayacağını ve bölgedeki riskin her an artabileceğini ifade etti.

MARMARA DEPREMİ'NE ETKİSİ

Marmara'daki Kuzey Anadolu Fayı'nın kuzey sınır hattında, Helen Yayı üzerindeki depremlerin ise Anadolu'nun güney sınırında meydana geldiğini belirten Pampal, "Bu iki fay sisteminin doğrudan bir bağlantısı yok. Ancak, Helen Yayı üzerinde gerçekleşecek 8 ila 8,5 büyüklüğündeki bir deprem, Anadolu'nun genel sismik aktivitesinde artışa sebep olabilir. Örneğin, 6 Şubat depremlerinden sonra bölgedeki artçı sarsıntılar ve bağımsız depremler artış göstermiştir. Benzer bir durum burada da yaşanabilir" dedi.

DEPREMİ DURDURAMAYIZ, ÖNLEM ALABİLİRİZ

Türkiye'nin deprem riski altında olduğuna dikkat çeken Pampal, "Depremleri durduramayız, ancak yapıları sağlam hâle getirerek büyük kayıpları engelleyebiliriz," dedi. Türkiye'nin büyük depremlerle mücadele etmesi için binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Pampal, bu süreçte yalnızca bireylerin değil, kamu otoritelerinin de sorumluluk taşıması gerektiğini belirtti. "Köprüler, tüneller ve viyadükler gibi mühendislik yapıları kamu tarafından güçlendirilmeli. Konutlar ise yerel yönetimler ve bakanlıklar ile iş birliği içinde yenilenmelidir" dedi.

TSUNAMİ RİSKİNE DİKKAT

Tsunami riskine dikkat çeken Pampal, "Ege'deki büyük depremler, ciddi tsunami dalgalarına yol açabilir. Bu da can kayıplarını artırabilir" dedi. Santorini, Rodos ve Girit gibi bölgelerde yaşanacak büyük depremlerin, denizaltı volkanik patlamaların oluşturabileceği tsunami etkisini artıracağını belirtti.

BİNALAR DAYANIKLI OLMALI

Deprem tehlikesinin her zaman var olduğunu vurgulayan Pampal, "Türkiye zaten deprem tehlikesi yüksek bir ülke. Ancak, vatandaşlarımızın her depremden sonra kısa süreli bir panikle önlem alıp, ardından bu süreci unutması büyük bir hata. Deprem riskini azaltmak için yapıları depreme dayanıklı hâle getirmeliyiz" dedi.

Pampal, "Binalar dayanıklıysa ekstra bir yenilemeye gerek yoktur. Ancak dayanıksızsa ya güçlendirilmeli ya da tamamen yenilenmelidir. Bu süreci yalnızca bireylerin değil, kamu otoritesinin de yönetmesi gerekir. Köprüler, viyadükler ve tüneller gibi mühendislik yapıları kamu tarafından güçlendirilmelidir. Konutlar ise vatandaş, yerel yönetimler ve bakanlıklar iş birliği içinde yenilenmelidir" ifadelerini kullandı.

DEPREMİN MALİYETİ AĞIR OLUYOR

6 Şubat depremlerinin 11 ilde büyük yıkımlara sebep olduğunu hatırlatan Pampal, "Yaklaşık 54 bin insan hayatını kaybetti. Türkiye, bu felaketin ekonomik faturasını hâlâ ödüyor. Enflasyon, kira fiyatları ve ekonomik sıkıntılar da bu felaketin dolaylı sonuçlarından biri. Oysa ki, eğer depremden önce 10-15 milyar dolar harcanarak bölge güçlendirilseydi hem can kaybı önlenecek hem de şu anki muazzam ekonomik maliyet ortadan kalkacaktı" dedi.

Son olarak, "Depremi durduramayız, önceden haber alamayız. Ancak, binaları sağlam hâle getirerek riskleri sıfıra indirebiliriz. Japonya, Şili, Peru gibi ülkeler büyük depremlere karşı hazırlıklarını tamamladılar. Türkiye'nin de artık bu bilince ulaşması gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı. /SABAH.COM.TR


SPOR


GÜNDEM

ANTALYA'DA AVM’NİN YÜKSEK KATLI DÖNÜŞÜMÜNE İTİRAZLAR DEVAM EDİYOR
KURTULMUŞ ONAYLARSA.. 3.600 ESKİ VE YENİ MİLLETVEKİLİNİN TRAFİK CEZASINI TBMM ÖDEYECEK
VALİ ŞAHİN SERİK’TE.. ZİYARETLERDE BULUNDU İNCELEME YAPTI
ANTALYA'DAN 30 ÜLKEYE 75 MİLYON DAL ÇİÇEK İHRACATI YAPILDI
PSİKOLOJİK HAREKAT YÜRÜTEN 42 SOSYAL MEDYA HESABINA YASAK GELDİ

SON DAKİKA