Tarih: 17.03.2022 10:32
‘ZİNCİR MARKETLER HEM ESNAFIN HEM İMALATÇININ CANINA OT TIKIYOR’
CHP Antalya Milletvekili ve Sanayi Komisyonu Üyesi Çetin Osman Budak tarafından küçük esnafı zincir marketler karşısında korumak amacıyla hazırlanan kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Kanun teklifi, zincir marketlerin haftanın bir günü kapalı kalmasını, gıda, içecek ve temizlik ürünleri dışında ürün satamamalarını ve satabilecekleri mağaza markalı ürünlerin sınırlandırılmasını öngörüyordu.
Çetin Osman Budak, hızla tekelleşen zincir marketlerin küçük esnafa yaşama şansı bırakmadığına dikkat çekerek, “Kanun teklifimiz aslında yıllardır kanayan bir yaranın bir nebze olsun iyileştirilmesini hedefliyor. Zincir marketler hem esnafın hem imalatçının çanına ot tıkıyor, nefessiz bırakıyor. Zincir market tekeli dizginlenmeli” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda hazırladığı kanun teklifi üzerine söz alan Budak, şöyle konuştu:
ZİNCİR MARKETLER AKP İKTİDARINDA TEKELLEŞTİ
“2002'den önce, AK PARTİ iktidarından önce zincir marketlerin sayısı çok az. Örneğin, A101'ler 2008'de kurulmaya başlanıyor, bugün en çok zincir marketin sahibi A101'ler. Peki, sayısı ne, biliyor musunuz? 11 binin üstüne çıkmış. Bir günde 3 tane şube açma hedefleri var, bir günde 3 tane şube; artık köylerde varlar yani hem esnafın hem üreticinin çanına ot tıkamış, aynı zamanda sosyal adaleti de bir şekilde bozmuş durumdalar. Bir tarafta yok olan esnaf, öbür tarafta semiren tekelci gruplar, karteller. Bir şekilde semirmiş, en büyük ilk beş zincir marketin toplam cirosu da 210 milyar liraya ulaştı.
İTİRAZ ETMEYİN, GEREKENİ YAPIN
Sayın Cumhurbaşkanı bir açıklama yapıyor. Ne zaman yapıyor? 23 Eylül 2021'de. '5 zincir market piyasayı altüst ediyor.' diye bir açıklaması var. E, peki, tedbir alın; işte kanunu getirdik, biliyoruz 'hayır' diyeceksiniz; biz bunu çekelim, siz getirin, hep birlikte destekleyelim. Bu kanayan yara durdurulmalı arkadaşlar. Peki, ne oldu bundan sonra yapılan iş? Bu 5 market zincirine 2,6 milyar liralık ceza kesildi. Cezalar ödendi mi? Sadece 1 tanesi ödemiş, diğerleri mahkemeye gitmiş.
ZİNCİR MARKETLER PAZAR GÜNLERİ AÇILMASIN
Zincir marketlerin neredeyse 7/24 çalışma düzeni var ve burada çalışanlar, emekçiler inanılmaz zor koşullarda çalışıyorlar. Hiç olmazsa pazar günleri zincir marketlerin kapanması hem emekçilerin bir nefes almasını hem de küçük marketlerin, bakkalların, ayakkabıcıların da orada ufak tefek de olsa iş yapmasını sağlayacaktır. Hızlı tüketim ürünleri , yani gıda, içecek, aynı zamanda temizlik malzemeleri ve benzeri; bunların dışında hiçbir şeyin satılmamasını öngörüyoruz ki buradaki asıl hedef diğer sektörlerin de bir şekilde nefes alması. Zincir marketlere gittiğiniz zaman, araba lastiğinden tutun güzellik malzemesine kadar neredeyse her şeyi bulabiliyorsunuz. Ayakkabı da satılıyor, tekstil ürünleri de satılıyor, aklınıza gelebilen her şey satılıyor. Bunları sınırlandırmak gerekiyor.
Burada bir çarpıcı örnek de bir sektörden vereyim, kırtasiye sektöründen vereyim: Kırtasiye sektörüyle ilgili yapılan toplam ciroların, perakendede yapılan toplam ciroların yüzde 75'i okulların açıldığı zamanda yapılır. Okulların açıldığı zaman ne zamandır? İşte, eylül ayı. On beş gün önce marketler, bu zincir marketler, zincir marketin yarısını boşaltır, on beş gün bütün ciroyu toplar, on beş gün sonra da bütün kırtasiyeyi kaldırır, başka ürün koyar. Yani burada kırtasiyeci esnafı artık nefes alacak durumda değil, bunların tamamı kepenk kapatmak üzere.
ÖZEL MARKALI ÜRÜNLER SINIRLANDIRILSIN
En önemlisi, sadece esnaf ayağında değil, küçük imalatçıyı, sanayici de hatta orta ölçekli büyük sanayici de kökten etkileyen, aynı zamanda da markalaşmanın önünde çok büyük bir engel olan özel markalar yani 'private label' dediğimiz özel markalar. Bu marketlerin tamamı, bunların tamamı neredeyse kendi üretimlerini yapıyorlar, yaptırıyorlar daha doğrusu, fason yapıyorlar ama marka kendilerinin. O yüzden, fiyat belirlemede sanayiciye şunu söylüyorlar: 'Ben senin enerji fiyatlarını biliyorum, ham madde fiyatlarını biliyorum, işçilik fiyatlarını biliyorum, onlar da bunlar bunlar bunlar. İşte, şu kadar maliyetim var, ben de sana şu kadar kâr veriyorum; kabul etmezsen e, kabul etme kardeşim yani şurada yapacak başka bir üretici var.' deyip hem markalaşma önünde büyük bir engel hem aynı zamanda da sanayicinin, küçük işletmecinin önündeki çok büyük bir engel. Bunun sınırlandırılmasını burada öngörüyoruz. /ANTALYAHABERTAKİP
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —