ALİ TONGÜLÜS


ALİ TONGÜLÜS yazdı / CHP YUMUŞUYOR MU?

ALİ TONGÜLÜS yazdı / CHP YUMUŞUYOR MU?


Son söyleyeceğimi en başta söyleyip, yazıya öyle başlamak istiyorum.. Hani hep, “Atatürk’ün partisi olduğu için CHP’ye oy veriyorum” diyen bir kesim var ya.. Hah işte onlara açık-seçik şunu söyleyeyim; CHP, İttihat Terakki’nin Türkiye Cumhuriyeti’nde “vücut bulmuş hali”nden başka bir şey değil.. Yine de “Atatürk’ün CHP’si” 10 Kasım 1938 yılında Atatürk’le birlikte öldü.. 11 Kasım 1938 yılından itibaren CHP artık TÜSİAD’ın, dolayısıyla İngiltere-ABD ortaklığının Türkiye’deki “siyasi aracı” haline geldi.. Bunları bilmiyor ve göremiyorsanız, gördüğünüz yoldan gitmeye devam edin. … 31 Mart yerel seçimlerinden sonra CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel’in siyasi yaklaşım ve söylemleri, “n’oluyor yahu, bu Özgür Özel ne yapıyor” dedirtmeye başladı.. Kemal Kılıçdaroğlu ile “keskin ve ayrıştırıcı” politikalarla yürüyen CHP’deki bu keskinlik ve ayrışma yerini “yumuşama”ya bırakıyor artık.. Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı ile görüşmeye gitmesi, Arap harflerine karşı CHP’li belediye başkanlarının tutumlarını yanlış görmesi ve bunu ifade etmesi gibi, CHP’den hiç beklenmeyecek hareketler şaşırtıyor ve birilerini de çok kızdırıyor.. Özellikle CHP yandaşı yayın organları, gazeteci ve yazarlar, adeta burunlarından soluyorlar.. Özgür Özel’i neredeyse bir kaşık suda boğacaklar.. … Eğer CHP 31 Mart seçimlerinde bu kadar belediyeyi kazanmasaydı, bugün Özgür Özel’in Genel Başkanlık’tan ayrılması için yoğun bir propaganda yapılacağını çok iyi biliyorum.. Ama; 14 kez girdiği her seçimi kaybeden CHP ilk kez bir seçimden galip çıktı.. Bu nedenle, erketede bekleyen CHP’li yazar-çizer takımı ile birçok akademisyen ve oda başkanı sinmek zorunda kaldı.. Şimdi “yumuşama” üzerinden Özgür Özel’e saldırıp duruyorlar.. … Aslında Özgür Özel’in bu “yumuşama” siyaseti beni de şaşırttı.. Daha doğrusu, benimkisi şaşırmaktan çok “şüphecilik”.. Yıllarca, “CHP muhalefet yapamıyor” diye eleştirip, işte bugünkü gibi bir “muhalif parti” olması için yazılar yazdım.. CHP’yi yönetenlerin yaptıkları siyaset yüzünden milletin CHP’ye güven duymadığını söyledim.. Milletin bu “güven” eksikliği yüzünden CHP’nin en iyi zamanlarında yüzde 28, en kötü zamanlarında da yüzde 23 oy alan bir partiden öteye geçemediğini anlattım.. “Keskin ve ayrıştırıcı siyaset”in en çok CHP’ye zarar verdiğini örnekleriyle gösterdim.. Hiç değişmediler, hiç gelişmediler.. Şimdi Özgür Özel’in birdenbire gösterdiği 180 derecelik dönüş, beni şüphelendirdi.. CHP’yi elinde tutan TÜSİAD ve İngiltere-ABD ortaklığı, yeni Genel Başkan’la “yeni taktikler” uygulayarak “amaçlarına” ulaşmaya çalışıyor olamaz mı? “Keskin ve ayrıştırıcı taktiklerle bu ülke insanını birbirine kırdırmaya çalıştık, ama başaramadık, bu defa halkın büyük kesiminin kabul edeceği bir siyaset uygulayarak iktidar olabiliriz” diyerek, Özgür Özel’i görevlendirmiş olamazlar mı? … Açık ve net söyleyeyim.. CHP’deki bu yumuşama hoşuma gitti, çünkü olması gereken iktidar-muhalefet ilişkileri böyle yürümelidir.. Seçimlere kadar her parti kendi siyasetini götürmeli, ama seçimlerden sonra hangisi iktidar olursa olsun, muhalefette kalan “iktidara” projeleriyle destek olmalı, yanlışını gösterip işin doğrusunu önermeli, takdiri de millete bırakmalıdır.. Bana göre Türkiye’nin özlemi, böyle bir iktidar-muhalefet ilişkisidir.. Ama.. CHP’nin böyle bir siyaset yürüteceğinden kuşkuluyum.. Çünkü, 11 Kasım 1938’den bu yana CHP’nin yürüttüğü siyaset ortada.. … Eskilerin bir sözü vardır; “40 yıllık KANİ olur mu YANİ?” Olur mu gerçekten? Hele biraz bekleyelim, artık hiçbir şey uzun süre gizli kalmıyor..