ALİ TONGÜLÜS yazdı / SOKAK HAYVANLARI VE ERDOĞAN..

Bürokraside, yargıda, milli güvenlikte, eğitimde FETÖ yapılanmasına (yani ABD ajanlarına) karşı büyük bir mücadele veriliyor.. Öyle anlıyorum ki; hala ayıklanamamışlar.. Darbe girişimleri, ambargolar, yaptırımlar, tahrikler ve de seçimlerle Erdoğan’ı alaşağı edemeyenler, şimdi “sokak hayvanları” üzerinden yeni bir “operasyon” çekmeye çalışıyor.. Ve ne yazıktır ki; bu operasyona yol vermek için çırpınanlar arasında Erdoğan’ın en yakın çalışma arkadaşları da var.. … Son aylarda “köpekler insanlara saldırdı, ısırdı, parçaladı” türünden bir sürü haber ve paylaşım yapılıyor.. Medyada ve sosyal medyada bu tür haberler artınca, hemen “itlaf için yasal düzenleme” lafıdır dilden dile dolaşmaya başladı.. Erdoğan 2023’te yüzde 52.18’le seçilmişti, değil mi? Ama, bu ülkenin neresinden bakarsanız bakın en az yüzde 70’i hayvansever.. Eğer, sokak hayvanlarının itlaf edilmesinin önünü açacak bir yasa çıkarılacak olursa, yerel seçimde emekliler sandığa gitmemişti, bu defa hayvanseverler gitmez o sandığa.. … Bütün Türkiye’deki hayvanseverler tepkili.. Bütün Türkiye’de hayvanseverler, milletvekillerine ve özellikle hükümete ve Erdoğan’a “rahmet” okuyor.. … Yeri gelmişken, yıllardır hayvanlarla içiçe yaşayan biri olarak “sokak hayvanları” ile ilgili birkaç laf etmek istiyorum.. Özellikle hayvanların itlafını isteyenler okusun.. … Çocukluğumdan beri bu tür hayvanların arasında yaşadım.. Çok açık ve net söylüyorum; sokakta yaşayan hiçbir köpeğin (kuduz falan değilse) bir insana saldırdığını ne gördüm ne de duydum.. Bu nedenle.. “Saldırı” haberlerinin “gerçeği” yansıttığını hiç sanmıyorum.. “Güvenlik kameraları tespit etmiş” dediler.. O güvenlik kameralarında, o çocukların köpeklere kışkırtıcı/korkutucu bir ses tonuyla konuşup-konuşmadığı, tekme sallayıp-sallamadığı, korkutmaya çalışıp-çalışmadığı belli midir bilmiyorum.. Ama, bildiğim bir şey var.. Aç bile kalsalar, eğer kışkırtılmadıysa, tekme-taş atılmadıysa hiçbir insana saldırmayacağıdır.. Aslında bu duruma “saldırma” bile diyemeyiz.. Bir çeşit “kendini savunma içgüdüsü”dür, o kadar.. … Bunu da yapmasınlar mı? Size saldırılsa veya korkutulsanız, aynı şeyi yapmaz mısınız? … Evet, “saldırgan köpekler” var.. Ama dikkat edin, onlar sahipleri tarafından vahşi ve saldırgan yetiştirilen, sonra da “sokağa atılan”lar.. Onları nasıl eğitiyorlar, biliyor musunuz? Hayvana etmedikleri eziyet kalmıyor.. Karanlıkta bırakılıyorlar.. Duvardan duvara atılıyorlar.. Sürekli tekme ve yumruk yiyorlar.. Acı içinde kıvrandırılıyorlar.. Çiğ et yediriyorlar, kan kokusuna alıştırılıyorlar.. Ve vahşileştiriliyorlar.. … Hemen hemen bütün eğitim merkezleri ve yasak ırk sahipleri böyle maalesef.. Sonra bu vahşi ve saldırgan köpekleri büyük oranda ne yapıyorlar biliyor musunuz? Bu vahşileştirdikleri köpekler hastalanınca, yaşlanınca veya ondan bıkınca sokağa atıyorlar.. … Düşünün bakalım.. Aynı şeyleri size yapsalar, siz de “vahşi ve saldırgan” olmaz mısınız? … Hepiniz sokaklarda bir sürü kedi ve köpek görüyorsunuz.. Lütfen gözlerine birkaç saniye bakın.. Sevgiyle yaklaşsanız bile gözlerindeki “insan korkusu”nu göreceksiniz.. Hep itelenip-kakıldıkları için sizin de aynı şeyleri yapacağınızı zannederek kimseye güvenemiyor, sizi yanına yaklaştırmamaya çalışıyorlar.. Güvenmeleri için çocuğunuza gösterdiğiniz sevgiyi “sabırla” göstermeniz gerek.. İstedikleri tek şey; bir kap su, biraz yiyecek, biraz da sevgi.. Verirseniz kulunuz-köleniz olurlar, vermezseniz asla düşman olmazlar.. İnsandan tek farkları var; asla “nankörlük” etmezler.. … Bunları bilin istedim.. Benim için “insan, hayvan, bitki” farketmez, hepsi de “CAN”dır, korunmalıdır.. … Sokaklarda yaşayan, yaşamları ve yaşam alanları insanlar tarafından gasp edilen, her gün itilip kakılan Allah'ın ‘sessiz kullarım’ dediği canlara b.k atanlara ve hayvanseverlerin sinir uçlarıyla oynayanlara dikkat edin.. Hayvanseverleri sokağa dökmeye çalışıyorlar.. Sokaklar böylesine masum bir nedenle dolunca da “provokasyon”la ortalığı karıştıracaklar.. Bu da olmazsa, seçimde sandığa gitmemesi için propaganda yapacaklar.. Bu karışıklık kime yarar, kime yaramaz, artık bunun kararını da siz verin isterseniz..
Orjinal Köşe Yazısına Git