4. Antalya Diplomasi Forumu’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan çok önemli bir şey söyledi..
Dedi ki, “biz bu bölgenin misafiri veyahut da sakini değiliz, biz bu coğrafyanın sahibiyiz..”
Bu lafı, tarihe not düşelim..
…
Ve dönelim sağ tarafımıza, manzaraya bakalım..
Antalya Havalimanı’nın kapasitesi 82 milyona ulaştırılıyor..
10-15 yıl önceki halini biliyorsunuz, değil mi?
Türkiye turizmin başkenti olmasına rağmen, küçücük bir havalimanı idi..
Ama o tarihten itibaren Antalya Havalimanı'na ek yapılıyor, genişletiliyor, büyütülüyor..
Ve dev bir yatırımla beraber şu anda dünya sıralamasına girecek bir kapasiteye ulaştırılıyor..
…
Şimdi dikkat..
82 milyonluk Antalya'daki havalimanı SADECE millet yazın gitsin orada tatilini yapsın, Rus’u gelsin Ukraynalısı gelsin diye yapılmıyor..
Olay çok daha büyük..
Buraya dikkat; Antalya yeni dünyanın “diplomasi merkezi” haline getiriliyor..
Antalya bölgenin, yakın zamanda da dünyanın dikkatle izleyeceği bir siyasi ve diplomasi merkezi haline geliyor..
Avrupa’da Brüksel ne ise, Türkiye'de de Antalya'da o olacak..
…
Nasıl oluyor bu?
Kaldırın kafanızı da, içerisinde bulunduğunuz coğrafyadaki büyük fotoğrafa iyice bir bakın..
Senin devletin nereye gidiyor bir bak ona..
Senin devletinin kurduğu oyunları iyi izle..
…
İstanbul, dünyanın ve bölgenin finans merkezi olacak..
Azerbaycan’da Şuşa yeni dönemin kültür ve medeniyet başkenti olacak..
Yeni dönemin askeri üssü olarak en stratejik bölge Kıbrıs hazırlanıyor..
Onun yanında Libya, enerjinin merkezi olarak hazırlanıyor..
Bundan sonra bölgenin ve dünyanın enerji vanaları sistemi Libya üzerinden organize edilecek..
Başka bir merkez de, ilimin ve bilimin merkezi de Şam olacak..
…
Olayı yavaş yavaş anlıyor olmanız lazım..
“İmparatorluk” tekrar toparlanıyor..
Tespih taneleri gibi darmadağın olan ülkeler tek tek ipliğe diziliyor..
…
Olayları daha anlaşılır yapalım..
Güney Kıbrıs'ta problem var, değil mi?
Bir taraftan Yunanistan bastırıyor, ama ne dediği belli değil..
Güney Kıbrıs’la Özbekistan ve Kazakistan ve de Türkmenistan üzerinden bağlantı kuruluyor..
“Türkiye adına gidin oturun masaya, Güney Kıbrıs'a anlatın mevzuyu, tabloyu gösterin ve onlar da gelsin bize doğru” planı yapılıyor..
“Türk Devletleri Teşkilatı sattı bizi, gördün mü Güney Kıbrıs’la görüşüyor, hani Türk dünyası birleşmişti” diye olayı itibarsızlaştırmaya çalışanlar var..
Olay o kadar basit değil..
…
Öte yandan..
Türkiye, Azerbaycan'ı İsrail ile görüştürüyor..
Çünkü Azerbaycan'ın İsrail'le olan bağlantısını bu coğrafyada bilmeyenler var..
Rusya bölgesinde bulunan Yahudilerin çoğu Azerbaycan kökenli..
Ve Azerbaycan'daki Yahudiler, Azerbaycan'daki Müslüman Türkler zulme uğradığı dönemde aynı kaderi paylaştılar, birlikte öldüler..
Aliyev’in Azerbaycan'daki Yahudi diasporasıyla Baba Aliyev döneminden beri gelen bir ilişkisi var..
Türkiye o Aliyev'i devreye sokuyor, “İsrail'e manzaramızı söyle, gidişatımızı söyle, onu uyar bir noktaya getir” diye ilişki kurduruyor..
…
Toparlayalım..
Türkiye, çevresindeki birçok ülkeyi kendine çekti, ittifaklar kuruldu..
Şimdi, bu ittifak alanını genişletebilmek için oyun kuruyor..
Dünyada hiçbir ülke “yurtta sulh cihanda sulh” safsatasını yemiyor artık..
Bütün ülkeler savunma sanayiinde güçlü, silahlı kuvvetlerde üstün olarak, “çıkar savaşları”nı avantaja çevirmeye, “oyun kurucu” olmaya çalışıyor..
Bunun için de yoğun bir diploması, akıl dolu bir strateji gerekiyor..
…
Ve Türkiye şu anda bunu çok iyi beceriyor..
Bunu becerdiği için de “İngiliz aklı” ile birilerinin hırsızlığını siyasete alet edilerek bu süreci baltalamak için çocukları bile sokağa döküyor..
Ama, artık çok geç..
Türkiye, artık o eski Türkiye değil..
“İngilizlerin talimatı” ile hareket edecek bir Türkiye yönetimi yok artık..
…
Özetle..
Türkiye bütün kanalları, bütün ilişkileri kullanarak yeniden İmparatorluk alanını belirlemeye çalışıyor..
Türkiye'nin ortaya koyduğu diplomasiyi ve stratejiyi kavramakta zorlandığınızı biliyorum..
Zorlamayın, sadece “Antalya Havalimanı niye bu kadar büyük bir kapasiteye ulaştırıldı” bununla oyalanın biraz..
Çünkü, Antalya da artık eskisi gibi olmayacak..