Antalya’da Poyraz Otomotiv’in sahibi İbrahim Kocademir’in piyasayı milyonlarca lira dolandırıp yurtdışına kaçtığı iddiasının ortaya atılmasının üzerinden tam 2 ay geçti.
Antalya, Antalya olalı, böyle bir dolandırıcılık, böyle büyük bir vurgun iddiasıyla karşılaşmadı.
İddia diyorum, çünkü; ortada ne şikayetçi olan mağdur var, ne de gözaltında olan biri…
Ortada sadece hayali bir vurgun ve dolandırıldığı söylenen hayali isimler var…
İşi ilginç kılan da işte bu…
Yani parasını kaptıranların sessizliği…
Sizi, bizi, biri çıkıp dolandırsa ne yaparız?..
Polise gider şikayetçi oluruz…
Veya işyerinin, evinin kapısına gider her türlü pisliği yaparız.
Bağırır, çağırır kapıları yumruklar, ortalığı velveleye veririz değil mi?..
Bu olayda öyle bir durum söz konusu değil…
Bu haber, iki ay önce gazetecilerin özel çabalarıyla ortaya çıkarılmasa kimsenin haberi olmayacaktı.
Yazılan çizilenden anlaşılıyor ki; vurgunu yaptığı söylenen kişinin ismi-cismi belli…
Böyle bir şey yapmamış olsa, ‘Ben buradayım. İddialar yalan’ der, ortaya çıkardı değil mi?..
Şu ana kadar ses yok…
Ya mağdurlar…
Onlar da kendilerini biliyorlar…
Ama aralarında ne polise giden biri var, ne de savcılığa suç duyurusunda bulunan…
Hani ceset ortada olmayınca, zanlı cinayetten suçlanamıyor ya öyle bir durum söz konusu…
Vurgunu yaptığı söylenen kişi ortada yok…
Meksika üzerinden Amerika'ya gittiği söyleniyor.
Sağda solda dolandırıldıklarını söyleyen mağdurlar ise başlarını kuma gömmüşler…
Poyraz Otomotiv’in sahibi zat-ı muhterem de ortaya çıkıp, ‘Ben şu kadar insanı şu kadar lira dolandırdım’ demediğine göre, gittiği ülkede serbestçe dolaşıyordur muhtemel…
Anlaşılan vurgun yiyenler de kaderlerine razı…
Kısaca, alan memnun, satan memnun hikayesi…
Bu durumda polis ne yapsın, savcı ne yapsın?..
Ama biz gazeteciler ne polise benzeriz, ne savcıya…
İlla birinin şikayetçi olmasını beklemeyiz ve durumdan vazife çıkarır, meseleyi araştırırız.
Birileri üşenmemiş eşe dosta dolandırıldığını söyleyenlerin çetelesini çıkarmış…
Bana da ulaştı…
Bu listeye göre en çok miktarda dolandırılan bir müteahhit…
Tam 400 milyon TL…
Bir servet…
Onu 200 milyonu uçup giden başka bir müteahhit takip ediyor.
Evleri vermişler ona satsın diye, o da 30 milyonluk evleri 15-20 milyondan kısa sürede satıp, ’30 milyona sattım’ diye uzun vadeli çekler vermiş müteahhitlere…
Sonra vınnnn…
Kiminin evini satmış parasını vermemiş, kimine araba satmış ruhsatını vermemiş…
Böyle, böyle benim hesapladığım kadarıyla toplamda tam 1 milyar 644 milyon 400 bin TL çarpmış…
Peki, kim bu çarpılanlar?..
Aralarında tanıdıklar da var, isimlerini ilk defa duyduklarım da…
Geçenlerde Altuntaş Mevkii’nde bazı kişilere sattığı evlerin tapularını vermediği iddia edilen Muhittin Böcek’in yeğeni Sefa Böcek listede mesela…
Antalya’nın dünyaca ünlü restoranlarından birinin patronu 15 milyon TL ile listenin orta sıralarında…
Pırlanta satışları ile ünlü bir kuyumcu bile para kaptırmış…
Dolandırılan otomotivciler, müteahhitlerle yarışıyorlar.
Listenin başlarında müteahhit ve otomotivciler var.
Antalya turizmin başkenti olur da listede turizmci olmaz mı, tabi ki var.
Hele biri var ki 110 milyon lira ile listenin ilk 5’inde…
Bir mimar da onunla aynı miktar kaptırmış…
Lafı uzatmadan parasını kaptırdığı söylenen isimleri vereyim.
Toplamı 1 milyar 644 milyon 400 bin TL…
Az buz para değil…
Benim bir türlü anlayamadığım, insanın bu kadar parayı veya gayrimenkulü senetsiz, sepetsiz birine böyle teslim etmesi…
Hani çıkacak can bedende durmazmış derler ya, çıkacak para da kasada durmazmış diyelim, ortalıkta dolaşan ama şikayetçi olmadığı için resmi kayıtlarda olmayan bu listeyi verelim.
Listedekilerin soyadlarını bilerek yazmadım.
Oğuz K, Sırma S ve Ünlü G. M ise şirket adları veya yaptıkları iş ile ilgili kısaltmalar.
Gerisi ise gerçek isimler.