Dursun Gündoğdu


ANTALYA'NIN YERLİ, ULUSAL VE RUS MAFYASI...

Bir dost sohbetinde, konu önce yerli, yani Antalya mafyasından açıldı, sonra ulusal mafyaya ve Rus mafyasına kadar uzandı.


Antalya’ya yerleşen Ruslar, mafyalarını da beraberinde getirmiş anlaşılan.

Hani Rus mafyası, kendi vatandaşına, Antalya’ya yerleşik kendi oligarklarına musallat olsa anlarım ama bizim iş adamlarına çökmeye kalkarsa, ‘Bizim mafyamız bize yeter, hadi ülkenize kış kış’ derim yani…

Bu iş bana da kalmamalı, valiliği, emniyeti duyarlı olmalı de mi?..

Bir dost sohbetinde, konu önce yerli, yani Antalya mafyasından açıldı, sonra ulusal mafyaya ve Rus mafyasına kadar uzandı.

Aralarında bir dönemin kumarhanesi de olan ünlü otellerinden birinin patronunun oğlunun da olduğu bir çete, eğlence mekanı olan Antalyalı iş adamından 500 bin dolar haraç istemiş, polisle yapılan işbirliği sonucu mafyacıklar çökertilmişti.

15 kişilik çetenin tüm elemanları hapis cezalarına çarptırılmıştı.

Adam kaçırma, tehdit, haraç, yaralamanın gırla gittiği o günlerden sonra yerli mafya Antalya’da pek kafasını kaldıramamıştı.

Sonra öğreniyorum ki, bu boş alanı zaman içinde ulusal mafya doldurmuş.

İşi biraz iyi giden, hafif palazlanan, piyasada sivrilen Antalya’daki iş adamlarına musallat olmaya başlamışlar.

İş adamlarını arayıp bizzat şehre geliyorlar, yüz yüze görüşüyorlarmış.

Ya, ‘Ortak olalım’ veya ‘Sadece tanışmak istedik. Bir art niyetimiz yok’ diyorlarmış.

Bizim dost sohbetindeki iş adamı da gelen her iki mafya temsilcisine elini verirse kolunu kaptıracağını bildiği için tavrını baştan koymuş…

Bizimkinin arkası sağlam olmasa, yandı gülüm ketan helva vaziyeti…

Bu iş adamı, bol ekşınlı sohbetimizde, ‘Onlar ne ki Antalya’da bir de Rus mafyası da türedi’ dedi.

Hatta kente gelip ona bile musallat olmuşlar.

O da Moskova’daki dostları sayesinde bertaraf etmiş belayı…

Ben inanıyorum ki, Antalya polisi mafyanın her türlüsüyle baş eder, göz açtırmaz, yakalar, kodese tıkar.

İş dünyasının asıl korkması gerekenler, siyasi gücü arkasına alıp mafyacılık oynayanlar.

Siyasi otoriteye yakın durup iş dünyasına, önlerine çıkan herkese korku salanlar…

Siyaseti kendi karanlık işlerine kalkan yapan tipler…

Bu çakallardan Antalya’da çok…

Polis, yerli mafyayı, ulusal mafyayı, Rus mafyasını bir kaşık suda boğar da bunlarla nasıl baş eder inanın bilemiyorum.

***         ***         ***

ANTALYA MEDYASI’NIN MİNİ MAFYAMSI KARAKTERİ

Rahmetli Levent Kırca’nın ‘Olacak o kadar’daki kameraman karakterini bilirsiniz.

Cevat Kelle…

Antalya’nın da bir Cevat Kelle’si var.

Bir tek boynunda fotoğraf makinesi, elinde kamerası eksik…

İşte, o da bizim Antalya’daki medya dünyasının mini mafyamsı karakteri…

Kendi adını verdiği ve haberimsi bir şeyler yazıp zırvaladığı bir sitesi var, orada ona buna sallıyor, sonra da salma salıyor.

İş dünyasına, “Kestim faturanı, günahın şu kadar” diyor.

Birilerini devreye sokuyor, zorla reklam alıyor.

Basın toplantılarında konuşmacının sağında, yer bulamazsa solunda oturuyor…

Elinden gelse konuşmacının koltuğuna oturacak…

O derece yani…

Kendisi aslen sağcı, CHP’ye bir kere bile oy vermemiş ama yemek masalarında CHP’li belediye başkanlarına, milletvekillerine sosyal demokratlığı anlatıyor, akıl veriyor.

Güç kimdeyse oraya yanaşıyor.

CHP yerelde iktidar ya, şimdilerde CHP’li tayfa ile geziyor.

Beraber olduğu CHP’li o tayfa da aslında CHP’li değil…

Hepsi çakma…

Diğer partilere laf mı getiriyorlar, laf mı götürüyorlar bilmiyorum ama bizim medya dünyasının en kirli dedikoducuları onlar.

İşte Antalya basınının mini mini bu mafyamsı karakteri bugünlerde çok faal…

Hani yukarıda yazdım ya iş adamlarına dadanan mafyaya Antalya polisi geçit vermez diye…

Peki, bizim mafyamsıları kime şikayet edeyim?..

Güya bizim mesleki polisimiz de gazeteciler cemiyeti…

Ama bu tipleri alıp baş tacı eden de onlar…

Bana bu Cevat Kelle’nin gerçekte kim olduğunu sakın sormayın…

Medyayı iyi takip edin, bu yazıya kim cevap verir ve bana o zırva haber sitesinden sallarsa bilin ki odur…