NEŞE KAZAN

Tarih: 20.01.2025 13:52

ÇİĞNENMEK

Facebook Twitter Linked-in

Siz hiç cesedinizin üzerinde tepinildiğini hissettiniz mi?

İşte tam da şurada bir incir ağacı vardı. Ağacın altında bir çocuk. Issız, sessiz, yalnız günlerin birbirini kovaladığı zamanları anlatan tok erkek sesini duyuyor musunuz fonda?

Küçük bir kilim var o ağacın altında. Kilimin üzerinde bağdaş kurmuş tontik kız çocuğu, elbise diker gibi sarıyor oyuncağına rengarenk çaputları. Öyle çoklar ki.

Halası terzi. Artan her kumaş, yeğeni için hayal dünyasının zenginliği. Poşetlerin olmadığı zamanlarda kullanılmayan çantaların içine adeta tıkıştırılmış. Kıyısından köşesinden saçılıyor orta yere.

Orada, tam yolun kenarında devasa incir ağacı, tontiş kız çocuğu ve yalnızlık birbirleriyle arkadaş oldular bir gün. Birlikte büyüdüler ve yalnızlıklarıyla hayallerini büyüttüler. Havalar üşütmeye her başladığında hüzün çökerdi küçük kızın yüreğine, uzun sürecek ayrılıkların başlangıcıydı sobalı günler. Takvim yapraklarını kopartmak en büyük eğlencesiydi. Biliyordu her düşen yaprakla ıssız arkadaşına kavuşacağını. Birinin yaprağının düşmesinden korkarken diğerini elleriyle kopartmak ne tuhaftı. Her kış ve her bahar aynı yaşansa da duygular hep ilk karşılaşma anına kitlenip kalıyordu...

Ve anda takıldığımı anlayıp, filmi ileri sarınca 60 yıl sonra kahve yanı birşeyler almak için girdiğim pastanede artan duygu yoğunluğumu bir yana bırakamayıp ;İşte tam da “şu masanın olduğu yerde incir ağacı vardı. “ diyesim geldi. Yaşanmışlıklar ve mazi öyle tarif edilemez bir hissiyat ki; uzansanız yakalayacakmış gibi oluyorsunuz. Dalıyorsunuz. Etrafınız koyu beyazlık.Bir helezonda kaybolup, zamanda yolculuk yapmayı öylesine olası görüyorsunuz ki sanki olmaması imkansız. İşte o an Araf’ta olduğunuzu hissediyorsunuz. Siz o mekanın altındasınız çocukluğunuzla, Üzerinizde ceviz ağacının dalları yerine beton soğukluğu var. “Benimdi buralar çocukken” deyip sahiplenesiniz gelse de , susuyorsunuz. Onlarca çalışan vızır vızır işleyen bir caddede, girip çıkan insanlarla birlikte çocukluğumun üzerinde tepiniyorlar.

Ve benim bütün dünyaya “Görmüyor musunuz?” diye haykırasım var…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —