Şimdi size anlatacağım hikaye gerçek hayattan alınmıştır.
Hikayede adı geçenler gerçek kişilerdir, olaylar da birebir yaşanmış ve halen de yaşanmaktadır.
Bu hikayede vicdansızlığın nasıl dibe vurdurulduğunu göreceksiniz.
Koca koca devlet kurumlarında kimlerin, kişisel egolarını tatmin etmek için nelerle uğraştığını, alt kademedeki yöneticilerine, ‘Durun ne yapıyorsunuz?’ diyeceklerine onların da yangına körükle gittiklerini göreceksiniz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bahsettiği iki ayaklı kibir abideleri ve organize bir insafsızlar grubu ile nasıl karşı karşıya kaldığımızın hazin bir hikayesidir bu…
Evet, acıma ve merhamet duygularından yoksun bu kişiler az da olsa maalesef bürokraside vardır ve söz sahibidirler.
Kendilerini o mevkiye getiren iktidar mensuplarının emriyle hareket ettiklerinden vicdanlarını askıya almışlardır.
Bazı kurumlarda güçlünün güçsüze zulm ettiği bir düzen vardır.
Ezilen yine sırtını dayayacağı kimsesi olmayan kimsesizlerdir…
Bu girizgahtan sonra gelelim meseleye…
Yer; Manavgat Devlet Hastanesi…
Gül Ayşe Yücel ve yüzde 97 görme özürlü eşi Fuat Yücel burada çalışmaktadır.
Gül Ayşe Yücel temizlik işçisidir, eşi ise hastanenin telefon santralinde yıllarca devlete hizmet vermektedir.
Bir gün Gül Ayşe Yücel’den yoğun bakımdaki hastaların temizlik bakımını yapması istenir.
O, “Ben paspas yaparım, orayı burayı temizlerim, yoğun bakımdaki hastanın temizlik bakımını yapamam” deyince kıyamet kopar.
Hakkında soruşturma açılır, ‘İhtar’ mekanizması çalıştırılır.
İhtara gerekçe ise ‘İzinsiz olarak iş yerini terk etme’ suçlamasıdır.
Oysa, Gül Ayşe Yücel, 14 yıldır olduğu gibi görme özürlü eşi Fuat Yücel’i her mesai bitimi 20 dakika uzaklıktaki evine bırakıp yeniden hastaneye mesaisinin başına dönmektedir.
“Artık bırakamazsın, bundan sonra kendi gitsin” derler.
Adam kör…
Hem de yüzde 97 oranında…
Nasıl gitsin gelsin?..
Eee, sen dediklerini yapmazsan gelsin mobing, gitsin kınama…
İzin verilmediği için eve bırakılamayan Fuat Yücel, o günden sonra santral odasında çaresiz eşinin mesaisinin de bitmesini bekler.
Fazladan 8 saat, yani mesaisi de dahil tam 32 saat o santral odasında kalır.
Resmen rehindir.
Gül Ayşe Yücel mesaisi bitince eşini alır evinin yolunu tutar.
Bu durum günlerce sürer.
Anlaşılan bu eziyet yine de birilerini tatmin etmemiş olacak ki, Gül Ayşe Yücel’i bu kez geçici görevlendirme ile Antalya Şehir Hastanesi’ne göndermek isterler.
Ve gönderirler de…
Talihsiz kadın, sabah 4.30’da kalkar, kocasının kahvaltısını, öğle yemeğini hazırlar ve üzerine kapıyı kilitleyip Antalya Şehir Hastanesi’ne doğru yola düşer.
Üç günde bir işe gidip 24 saat sistemi ile çalıştığı için Fuat Yücel yine rehindir ama bu kez evde…
Fuat Yücel bir avukat bulur, savcılığa dilekçe yazılır.
Kaymakamlığa durum aktarılır.
Sil sile yoluyla valilik haberdar edilir.
Sendika devreye girer.
Derken, Antalya Valisi Hulisi Şahin duruma el koyar, Antalya Şehir Hastanesi’ne olan geçici görevlendirmeyi durdurur.
Bürokraside vicdansızlara dur diyecek birileri de vardır.
Gül Ayşe Yücel Manavgat’taki görevine döner ancak, eşini hala 20 dakika mesafedeki evine bırakamamaktadır.
Çünkü, bazı bürokratların inadı, hoşgörüsüzlüğü devam etmektedir.
Manavgat Hastanesi’nde, eşinin bakımına muhtaç, kör bir personel, her mesai sonrası 8 saat fazladan orada rehin tutulmaktadır.
Sayın Ak Parti Milletvekili Tuba Vural Çokal…
Enişteniz olan AKP Manavgat İlçe Başkanı Ahmet Ali Erol’un ölümünün ardından özel hastane yöneticilerine gösterdiğiniz tepkiyi, Manavgat Hastanesi’nin yöneticilerine de gösterecek misiniz?..
Gül Ayşe Yücel ve görme özürlü eşi Fuat Yücel’e bu zulmün sürmesine izin verecek misiniz?..
Hastane yöneticileri söylendiği gibi sizin referansınızla mı o mevkilerde bulunuyor?..
Sayın Çokal, bu eziyetten artık haberiniz olduğuna göre, gereğini yapacak mısınız?..
“Bu benim işim değil, ben ne karışırım bürokratların işine?” demeyin sakın…
Biz sizin, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya il sağlık müdürü ataması yaptıracak kadar güçlü, özel hastanelere yapılan denetimleri durduracak kadar etkili biri olduğunuzu duyduk.
Hadi, bir el atın da şu gariban kadına hastane yönetimi izin versin, o da mesaisini bitiren kocasını eve bırakıp gelsin…
Hastanede eskiden hastalar ‘Rehin’ tutulurdu, şimdi de çalışanların ‘Rehin’ tutulduğu dönem başlamasın…