Yurtdışına, özellikle gelişmiş ülkelere gidenlerimiz sokağa çıktıklarında “ bu şehirde ne kadar çok engelli varmış “ diye düşünmektedir. Bu şekilde düşünmeleri son derece normal çünkü bizim ülkemizde engelliler maalesef sokağa çıkamadıklarından dolayı hiç dikkat çekmemektedirler.
Batılı diye tabir ettiğimiz ülkelerde engelli bireyler tekerlekli sandalyeleri veya diğer yardımcı araçlarla istedikleri her yere gidebilmektedirler. Toplu ulaşım olanaklarını çok rahat kullanabilmektedirler. Topluma açık olan hemen hemen her yerde kendilerine özel imkanları bulabilmektedirler. Kaldırımlardan zorlanmadan inebilmekte ve yaya geçitlerinden kolaylıkla karşıdan karşıya geçebilmektedirler. Bu yüzden bu ülkelerde engelli bireyleri toplumla entegre olmuş şekilde her yerde görebilirsiniz.
Ülkemiz şehirlerinde ise engelli bireylerin bu denli rahat yaşamaları mümkün değil. Nüfusumuzun yaklaşık yüzde onunu engelli vatandaşlarımız oluşturmaktadır. Yaşlılarımızın ve kronik hastalarımızın da engelli kategorisinde sayıldığını ve hepimizin bir engelli adayı olduğunu düşünecek olursak bazı düzenlemeleri çok hızlı bir şekilde hayata geçirme mecburiyetimiz bulunmaktadır.
Bundan seneler önce bir şehrimizde engelli sporlarıyla ilgili bir eğitim semineri düzenledik. Bu seminere yurtdışından tekerlekli sandalye bağımlısı bir uzmanı davet ettik. Eğitim üç gün sürdü ve kendisine özel araç ve şoför tahsis ettik. Yanında her an yardım alabileceği bir de arkadaşımızı görevlendirmiştik. Eğitim engelli sporlarının gelişimi için son derece verimli geçti.
Yabancı uzmana tahsis ettiğimiz araç, şoför, refakatçi ve konaklama imkanı ile kendisinin de bizim ev sahipliğimizden memnun kaldığını düşünmüştüm ve organizasyonun bitiminde kendisinin memnun kalıp kalmadığını sordum. Beni şoke eden cevabı ise aynen şöyle oldu “ benim özgürlüğümü kısıtladınız, istediğim yere istediğim zaman tek başıma gidemedim, özel ihtiyaçlarımı kendi başıma halledemedim, üç gün boyunca hep birilerine bağımlı yaşadım ve bu yüzden mutlu değilim ! “ Bu aslında bizler için ders niteliğinde bir cevaptı.
Engelli sporcularımız aslında önlerindeki engelleri aşan birer kahramandır. Aileleri de bu kahramanları yetiştiren ve destek veren kahramanlardır. Her türlü maddi, manevi imkansızlığa ve mimari engellere rağmen spor yapan bu sporcuların ve spor yaptıran kulüp idarecilerin desteklenmesi gerekmektedir. Sporun rehabilitasyonun bir parçası olduğunun unutulmaması ve kulüplerin birer rehabilitasyon merkezi olarak görülmesi çok önemlidir. Siz bu kulüpleri destekleyeceksiniz ki onlar da evlerinden çıkamayan daha fazla engelli vatandaşlarımıza ulaşıp evlerinden çıkarıp spor yaptırabilsinler ve topluma kazandırabilsinler.
Devletimizin engelli sporculara ve kulüplerine daha fazla destek vermesi, daha fazla engelli çocuğumuzun, gencimizin evlerinden çıkıp hayata tutunmalarını sağlayacaktır. Bu desteği bir devlet hizmet politikası haline getirmemiz gerekmektedir. Yine tekrarlamakta fayda var, hepimiz her an bir engelli adayıyız.
Demirhan ŞEREFHAN