Bu cennet kentin gazetecileri olarak, milyonlarca yılda oluşan Antalya’nın boynundaki inci gerdanlık falezleri korumak için nasıl çırpındık nasıl...
Kirlettiler yazdık, asit döktüler isyan ettik, üstüne bina diktiler, parça parça koparıp evlerine duvarlar ördüler, şömine yaptılar, yazdık, suç duyurusunda bulunduk, temel kazızı yapıp denize kadar gittiler ve daha neler neler...
Yapmayın yazıktır, falezler çok yaşlandıbu kentin başına iş açarsınız dedik, Jeoloji Mühendisleri Odası haykırdı, sivil toplum kuruluşları ayağa kalktı olmadı, dinletemedik. Sonunda Eski Lara Yolu yerinden oynadı, binalar kaydı yine de orada oturmaktan vazgeçmedik, falezlerin altını oymaya devam ettik. Ve sonunda falezlerin içinin oyulup, tünel yapıldığını da gördük.
***
Gözlerinizi kapatın, şu falezler olmasa, bu cennet kentin güzelliğinin yarısı kaybolur. İnternette okyanus kıyısındaki falezlere bir bakın, adamlar üzerine bina yapmıyor, sadece çim dikip, yeşillendiriyor. O milyonlarca yıllık kayaların yaşlanıp kopmasını engellemek için bile her türlü önlemi alıyorlar. Bi de denizden bizim falezlere bak; Her taraf harabe, Kadın Yarı’nın denizle buluşan kısmı ha koptu ha kopacak, ucunda sallanan bina yıkılmasın diye iple bağlamışlar...
Neymiş? Rant gidecekmiş... Her ay aldıkları kiradan olacaklar, hadi onu bırak,kendi dairesi olup hala içinde oturanlar var... Yüzme bilmiyorsanız orada oturmaya devam etmeyin bak, üç kuruş için değmez, aman diyim... Hadi kırdınız, döktünüz ama bari canınızdan olmayın...
***
Geçenlerde Antalya’da falez cinayeti denilebilecek bir olay ortaya çıktı biliyorsunuz. İki otel falezlerin içinde devasa tüneller açıp, otellerden sahile giden yollar yapmışlar! İnanılır gibi değil.
Olayı medyada iki gün önce gördüm ancak ihanetin inanılmaz boyutunu anlamam için 24 saat geçmesi gerekti.
Bu kadar hastalıklı bir inşaatı hayatımda ilk kez görüyorum.
Hani Karadeniz’de derelerin içine yapılan 3-4 katlı yamuk binalar falan var ya onları anlarım... Hiç olmazsa bölge imara açılmış, ruhsatları var, adam yapar kardeşim...
Ama Antalya’daki milyonlarca yıllık, 1. derece doğal sit alanında olan falezleri oyup, içine tüneller yapmak hangi zekanın ürünü hala anlayabilmiş değilim. Hem de izinsiz, ruhsatsız...
Zaten ruhsat alamazsın kardeşim.
Böyle bir iş için belediyeye başvuru yapsan, seni belediyeden direk olarak kamu hastanesine gönderip, önce ruh sağlığı raporu almanı isterler!!!
***
Ama beni en çok ne rahatsız etti biliyor musunuz? Şu iki gün içinde enaz 10 tane Antalya merkezli yayın yapan internet sitesi ile yerel gazeteye göz attım. Büyük çoğunluğunda BU KATLİAMI YAPAN O İKİ OTELİN İSMİ YOKTU... YAZIKLAR OLSUN DİYORUM, BAŞKA BİR ŞEY DEMİYORUM!!!
Şu anda bu katliamla ilgili neler oluyor o konuda da bilgi yok... Kamu kurumlarından açıklamalar gelmiyor. Kimse ‘biz görmedik, izin vermedik’ diyemiyor... Sivil toplum kuruluşlarından cılız sesler yükseliyor. Halk desen bununla uğraşacağına Konyaaltında güneşlenmeyi tercih edecek durumda, zaten herkesin derdi kendine yetiyor...
Hiç sanmıyorum ama, belki de “Yapılmış yapılmıştır, yıkılmaz” denilecek, ya da “Adamların kendi tapulu yeri, kırarlar da, yaparlar da” denilecek... Belki de toplumun sakinleşmesini bekliyor olabilirler... Ama bir gerçek var ki; Doğaya karşı işlenen suçların zaman aşımı olmuyor...
Son sözü söyleyeyim de bitirelim; Bana kalırsa doğayla ilgili bütün bu skandalların nedeni, denizin, ormanların ve Falezlerin yani doğanın ve tarihsel zenginliğin kaderine terkedildiği yönündeki algıdır.
“Yavv, bişey olmaz, zaten kimsenin umrunda değil” deyip, dozerlerle, kazmalarla, küreklerle dalıyorlar...
Yakında zaten altı boş olan bu kent sağlam bir depremde çökerse şaşırmamak lazım...
Esen kalın...
……………
FALEZ NEDİR: Falez, milyonlarca yılda kayaların aşınması ile oluşan yüksek eğimli kıyıdır. Fransızca falaise dik kayalık sahil anlamına gelmektedir. Türkçe coğrafya literatüründe yalıyar da kullanılmaktadır.