* Orta Asya‟daki en eski Türk topluluklarının inanç sistemleri atalar kültü, tabiat kültleri ve Gök Tanrı kültü olmak üzere üçlü bir din anlayışından oluşmaktadır. Bunlardan atalar kültünün eski Türk toplumları arasında en köklü ve en eski inançlardan birisi olduğu söylenebilir. Atanın öldükten sonra ailesine yardım edeceği inancından doğan, korku ve saygıyla karışık bir anlayıştan oluşan atalar kültü, Budizm ve Maniheizm gibi yabancı dinlerin yayılmasından sonra da Türkler arasında kuvvetinden fazla bir şey kaybetmeden varlığını devam ettirmiştir.
---Erman Artun, Anadolu İnanç Önderlerini Besleyen Eski İnanç Sistemleri, Dinler, İnanışlar, Uluslar arası Türk Dünyası Ġnanç Önderleri Kongeresi Bildirileri (Ankara: TÜRKSEV Yayınları, 2002), s. 26.
* İlk defa ortaya çıkışından sonra da büyük oranda İran ve Maveraunnehir bölgesinde etkili olan Alevilik, Türkler arasında de aynı coğrafyadan yayılmaya başlamıştır. Halk toplulukları bakımından Türkler, İran üzerinden İslâmiyet ile tanıştıkları için ilk Müslüman Türk toplulukları da Alevilikle tanışıp onu benimsemişlerdir. Yani Türkler eski halk inançlarıyla İran üzerinden aldıkları İslâmiyet‟i kısa sürede sentezleyerek yeni bir dînî düşünce ortaya koymuşlardır.
* Yusuf Ziya Yörükan‟a göre Anadolu Aleviliği isteyerek, şuurlu bir şekilde seçilmiş unsurların bir araya getirilmesi ile meydana gelmiş “ekletik” bir oluşum değildir. Çeşitli amaçlarla veya bazı Dâilerin özel faaliyetleri sonucunda geleneksel Türk âdetlerine eklenmiş, bazen birbirine aykırı unsurlardan meydana gelmiş, sonra da İslamî görünüme büründürülmüş bir senkretizmdir.
---Yusuf Ziya Yörükan, Anadolu’da Aleviler ve Tahtacılar (İkinci Basım, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 2002), s. 465
* Türkler, İslam kültür çevresine girişlerinden itibaren tamamen Sünni anlayışı benimsemiş olmalarına rağmen, esas itibarıyla Hz. Peygamber ve Ehl-i beyt sevgisini ön planda tutan sufilik geleneğinin kuvvetle etkisi altında kalmışlardır. Aslında Anadolu Alevilerinin hemen tamamına yakını, inanç yönünden İslâm‟ın temel akidelerine inanmış topluluklardır. Ancak dînîn ibadet ve muamelâtla ilgili kısımlarına pek fazla itibar göstermemişlerdir. Geçmiş dönemlerdeki inançların etkisiyle meselelere yaklaşımlarda farklı yorumlar ve tavırlar sergilemiş, destanlarda görülen geçmişin izleri ile bugünün getirdiği hükümleri birleştirmeler dînî anlayışlarda da kendini göstermiştir
---Mustafa Talas, “Eski Türk Dînî Olan Göktanrı İnancı ve Türk Alevilik-Bektaşiliğinin Benzerlikleri”, Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırmaları Dergisi, Sayı: 33 (2005), s. 281-292.