KADRİYE CİRİTCİ


GELECEK iLERİDE

İnsanoğlu bir yandan mutluluktan coşarken, bir yandan hüzünlenip karalar bağlayabiliyor. Öfkeleniyoruz, kızıyoruz, kırıyoruz ama, yine de yeri geliyor sakinleşiyoruz, affediyoruz, gönül alıyoruz.


Hayat daima ileriye doğru yaşanır gelecek ileride…

Aslında geçmişte yaşananlar geleceğimiz inşa ederken, tuğlanın bir parçası gibidir. Geçmişte yaptığımız hatalarımızdan da, başarılarımızdan da ders alırız. Hayata sürekli dikiz aynasından bakmak, bizlere geleceğimizi kaçırtır. Herbirimizin yaptığı gibi, güzeldir güzel anılar biriktirmek…

İçerisinde acılarda olacaktır elbet… 

Yaşamlarımız boyunca kayıplarımızla, ayıplarımızla , pişmanlıklarımızla, keşkelerimizle, hayal kırıklıklarımızla hüzün dolu anılarımız olmuştur ve olmaya da devam edecektir. 

İnsanoğlu bir yandan mutluluktan coşarken, bir yandan hüzünlenip karalar bağlayabiliyor. Öfkeleniyoruz, kızıyoruz, kırıyoruz ama, yine de yeri geliyor sakinleşiyoruz, affediyoruz, gönül alıyoruz. 

Ahhh insanlar!.. 

Yaşanan ömürlerde her türde, her renkte gömleği giyiyoruz. Hepsi bizim için biçilip, dikilmiş rengarenk birer kaftan. Geleceğe şans tanımak, kendi değerimizin farkına varmak ve geçmişi geçmişte bırakmakla gerçekleşir. Yorgunluklarımızı ve bizleri yoranları geçmişte bırakarak rotamızı geleceğe doğru çevirelim.

Hayat her geçen gün avuçlarımızdan su gibi akıp gidiyor. Dünler çoğalıp yarınlar azalıyor ama insanlar bunu bir türlü anlamıyor..! Gelecek kaygısı her geçen gün artıyor. Bizi ayakta tutan mucizeler ve umutlarımız değil midir? 

Mucizeler için hep umut vardır, olmalıda.  Umudun olmadığı yerde hiç yaşam olur mu? Geleceğe sevgiyle bakmak, bizi değersizleştiren her şeyden uzaklaşmak önceliğimiz olmalıdır. Aksi takdirde, mutsuzluk bizi beraberinde getireceği umutsuzluğa, daha da zor günlere sürükleyecektir. Bilinen tek gerçek vardır ki, her yeni başlangıçta yeni umutlar filizlenir. İnsanlar umutlu oldukları sürece daima geleceğe dair planlar yaparlar üretkenliklerini  arttırdıkları gibi hem kendilerine, hem de bir çok insana ve insanlığa umut kaynağı olurlar. 

Büyük usta Nazım Hikmet dizelerinde olduğu gibi;

“Biraz daha sabır, biraz daha inat.

Kapının arkasında bekleyen ölüm değil, hayat.

Kapının arkasında dünya, dünya cıvıl cıvıl

Kalkacaksınız yatağınızdan, gideceksiniz.”

Yaşamak insanlar için mecburi istikamettir. Dolayısıyla şiddeti ne olursa, olsun fırtınalarda insanlar içindir ve zamanı geldiğinde sakinleleşecek, geçecektir. İşte o an, fırtının geçtiği vakit, kalbinizin ve ruhunuzun huzurla buluşma vaktidir. 

İyimserlik, huzur, inanç, cesaret…

Gelecek güzel günlere umutla…

Sevgiyle…