İnsan hayatının belki de en zor anlarıdır karar vermek. Yol ayrımında yeniden hayatı şekillendirmek…Yaşamımızda bir çok konuda karar alırken, hayatın terazisi gözümüzün önüne gelir. Kaybedeceklerimiz, vazgeçeceklerimiz, kazanacaklarımız… Hepside terazinin kefelerinde yerini almaya hazırdır. Bazen terazi kefelerinde ki ağırlığa aldırmadan yanlış kararlar verebiliyoruz. Dönüşü mümkün olmayan kararlar bizlerde derin yaralar bırakırken, ağır bedeller ödemek durumuyla karşılaşıyoruz.
Hayat işte…
İnsan hikayeleri dünyaya, alınması gereken acı ya da tatlı pek çok dersler bırakıyor. Yaşamlarımızda öyle değil midir? Yazılsa belki roman, belki şiir olur. Bir hikayenin sonuna gelinmiş gibi görünse de, yeni hikayemiz eskisinden daha güzel olacağını kim bilebilir ki?
Hayata karşı verdiğimiz mücadelede kaybettiğimiz zamanlarda, kayıp değil kazanç olduğunun farkına varıp, her şeye yeniden başlamak için önümüze konulan fırsatları değerlendirmek gerekir. Tıpkı Anka kuşu gibi…
Küllerinden yeniden doğmak, yeni sayfalar açarak güçlenmek…
Şems-i Tebrizi'nin 40 kuralından 29 kural şu sözler geçer;
Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten "ne yapalım kaderimiz böyle" deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.
Hayat hepimizin bildiği gibi uzun bir yolculuktur. Yol devam eder, değişen sadece yolculardır.
Anlık kararların getirisi de, götürüsü de çok olur. Özellikle öfke anında verilen kararlar hem kendimize, hemde etrafımıza zarar verir. Atalarımızın dediği gibi pireye kızıp, yorgan yakma misali. Doğru kararlar düşünülerek verilir.
Bazen vazgeçilerek, yenilere yer açarak, ya da değerimizin ve değerlerimizin geç olmadan farkına varmak.
İşin özü alacağımız hele ki, her hayati karar aşamasında doğru karar, doğru zaman her zaman kazandıracaktır.
Sevgiyle, huzurla…