MEHMET ŞILKA İNAN


MASKE

Niyetim biyolojik bilgi paylaşmak değil, sistem denilince disiplinler geliyor. Tıpkı bir ağacın gelişmesini belirleyen ısı, rüzgar ve nem üçlüsünün metodik büyümeye katkısı gibi.


Yaşıyoruz, ya da farkında değiliz bize sunulanlardan. Nefes almak gibi 11 organ sistemimiz tıkır tıkır çalışırken hiç de farkında değiliz. Öylesine bir fabrika ki, tüm sistem birbirine garip şekilde saygılı. Hiç birisi diğerine oranla az çalışmak, yan gelip yatmak gibi bir düzenin ortağı olmuyor. 

Niyetim biyolojik bilgi paylaşmak değil, sistem denilince disiplinler geliyor. Tıpkı bir ağacın gelişmesini belirleyen ısı, rüzgar ve nem üçlüsünün metodik büyümeye katkısı gibi. 

Bizler için de aile, eğitim ve çevre faktörü bizleri şekillendiriyor. Bütün bu özellikler değerler metoduyla bizleri etkiliyor. 

Son dönemde bu metodlarda değişiklikler oldu. Küteselciler insan denen canlının prototip sürecini başlattılar. Standart yaşam şekilleri sundular. Birbirine benzeyen evler yani yatak odası, çocuk, mutfak, banyo, salon gibi standardizasyona maruz bırakıldık. Belli metrajlarda yaşam geçirmeyi normal zannettik. Şehirlere, topluca yaşamaya, belli yerlerden alışveriş yapmaya alıştık, ya da alıştırıldık. Hastalanınca ihtisasa göre hastaneleri merkez bildik. Eğitimde sistematik ve ezbere dayalı, yaratıcılıktan uzak bir öğrenimi benimsedik. 

Tüm bunların alternatifleri vardı geçmişte. Köyler vardı, şimdi mahalle oldular, çoğu yaşayanı da şehirlere göç ettiler.

 Bir sistem var ama bizi özgürlüklerimizden alıkoyan, kanunlara boğulmuş, aşırı şoven ve inanç çemberine alınmış istediğimizi yapmaktan alıkoyan bir sistem. Düşün dünyamız bile kategorize edilmiş. Aritotalesçi, Hegelci, Kantçı gibi. Hayal kuramaz olduk hemen psikolojik bir etiketlenmeye aday oluveriyoruz. 

Tüm bunları ise türlü türlü maskeler takarak yapıyor olmak ise bana pek sığ geliyor. İlkesizlik, karşı koymazlık, kabulde olmak gibi geliyor. Nereye kadar bunlar beni rahatsız etmeye devam edecek onu da bilmiyorum. 

Bu nedenle köylere, yaylalara sık sık ziyaretler yapıyorum. Kaynaktan çıkan suyun serinliğini, 100 yıllık ceviz ağacının gölgesi öylesine keyifli ki... Doğa da ki sistem,metod, akış harika, tıpkı 11 organımızın sistemli çalışması gibi..Sakinlik ve dinginliğin keyfine varıyorum. Tavsiye ederim. Terk edin şehrin kıskacında boğulmayı. Bırakın tüm bunlara katlanmak için taktığınız maskeleri. Terk edin. Yaşamın keyfini doğa da çıkartın. 

Sevgiyle.