“Sadelik, aklın özüdür.” /William Shakespeare
Onca kalabalık şöyle dursun, gelin biraz sadeleşelim.
Huzur için, sağlık için, mutluluk için, ruhen ve bedenen ferahlamak için sadeleşelim...
Yaşadığımız çağın, zorluklarına birde kalabalıklar eklenince insan hem bedenen, hem de ruhen gerçekten yoruluyor. Etrafın kalabalık, duyguların kalabalık, zihnin kalabalık, evin kalabalık, gardropun kalabalık, dünya kalabalık, yollar kalabalık, hatta kalbin bile kalabalık …
Gerekli, gereksiz sürekli çoğalıyoruz işte…
İnanın insanoğluna dünyaya geldiği andan itibaren ömrü boyunca sırtına yüklenen yükler çok ağır. Sadeleşelim artık diyorum…
Sadeleşelim derken azalalım demiyorum aksine azala, azala çoğalalım diyorum. Gereksiz olan yüklerden kurtulup, gerekli olanlarla sadeleliklerle zenginleştirilmiş bir hayat yolculuğuna çıkalım diyorum.
Haksız da değilim hani…
Sadeleşebilmek için zamanı iyi yönetmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Her insanın benimsediği, alıştığı bir yaşam tarzı vardır elbette. Tercihleri çerçevesinde yaşamak istiyor ise, seçimini yapmış zaten onu yaşıyordur. Biz, sadeleşmek adına yinede büyük pencereden bakalım hayattaki önceliklerimizi masaya yatırarak hayatın her an değişen yön levhalarından faydalanalım istiyorum. İnsanın kendisiyle hesaplaşması kadar zor bir şey yoktur hayatta. Kendimize bir şans verip deneyelim mi ne dersiniz?
Yapılabilecekleri sizler için listeliyorum;
Kendinizle baş başa kalmak için küçük bir zamanı ayırdınız mı?
On parmağımızda, on marifetinizin olduğunu farzedelim on marifetinizi hayata geçirmek için hiç bir çalışma yaptınız mı? Ya da kaçını hayatınıza dahil ettiniz?
Etrafınızda ki kalabalıklardan yorulup yeter artık diyerek, içsel yolculuk yaptınız mı? Ben buna bedenimi ve ruhumu nadasa çekiyorum diyorum.
Dilde sade, gönülde sade, sohbette sade, günlük hayatınızda sadelik arzususuyla yanıp tutuşurken, sade kahve içmek dışında sade bir hayat yaşamak için bir çaba harcadınız mı?
İnsanlar hep bir meşguliyet içindedir. Sevdiklerinize yeterince vakit ayırıp, onlarla hayatı paylaştınız mı?
Çeyiz sandığınızda sakladığınız senelerce beklemekten sandık lekesi olmuş el emeği, göz nuru kıymetli çeyizlerinizi geri dönüşüm mucizesi ile yeni trendlere dönüştürerek kullandınız mı?
Örnekler o kadar çoğaltılabilir ki, bunlar sadece bir kaç tanesi…
Bazı değişimler insan hayatına değer katar. Karar vermek için kendiniz ile hesaplaşmaktan, değişmekten ve sadeleşmekten korkmamanızı tavsiye ediyorum. Böylelikle pek çok hatanın da önüne geçebilir, harika bir yaşamın kapılarını kararlılıkla ve cesaretle aralayabilirsiniz.
Sadeleşmek azalmak değildir aksine özü benimsemek, öze ulaşmak için yola çıkmak ve bu yolda ustalaşmaya niyet etmektir. Biz insanlar konuşarak iletişim kuran varlıklarız, iletişimin temelinin güvene dayandığını hepimiz biliriz. Dilde yakalayacağımız sadelik ilişkilerimizde aradığımız saflığı bulmamıza katkı sağlayacak ve kolayca duygu geçişine yardımcı olacaktır. Sadeleştikçe derinleşir ve çoğalırız, azaldıkça yenilere yer açar yine çoğalırız, fakat kaliteli çoğalırız. Sadelik kazanan bir birey dengede olmayı, kararında tüketmeyi, vakti düzenli kullanmayı, en önemlisi de kendisinin ne kadar değerli olduğunu öğrenir. Sadelik, başarılabilirse gerçek anlamda zenginliktir. Karmaşadan uzak, yalın dupduru bir yaşam…Hayatımızı sadeleştirmeye karar verdiğimiz anda kaliteli bir yaşama odaklanalım ve acele etmeden özümseyerek ilerleyelim.
Düşünce ve davranışlarınızın sadeliği sizi mevcudiyetin kaynağına döndürür. Anılarımızı, tecrübelerimizi, bilgilerimizi ne kadar çok biriktirirsek öze yaklaşmamız da o kadar kolay olur. Sadelik ve huzur yaşamın muhteşem ikilisi ve bize gereksiz şeylere vakit harcamamayı öğretir.
Sadeleşmek bir insanın yaşamı için yapacağı en cesur devrimidir.
Sevgiyle ve huzurla…