ZEYYAT ŞAHİN


STADYUMLAR, KAHVELER VE HAYAT

Yaş Kemale erdi ve fark ettim ki ne dünyayı kurtarmak  ne de kendini dünyanın gamından ve kederinden kurtarmak mümkün.


Sanal dünya GS-FB maçıyla yıkılıyor. Böyle zamanlarda ömrümün boşa geçtiği hissine kapılıyorum. Hayatımda hiç futbol izlemedim daha doğrusu hiçbir spor dalında maç izlemedim ve milli takım da dahil hiç takım tutmadım. 

    Daha da vahimi hiç tavla da oynamadım, kahvelerde amaçsız ama keyifli zamanlar da geçirmedim.

    Ömür geçiyor ve ben bazen, keşke herkes gibi olsaydım, diyorum. Stadyumlar da avazım çıktığı kadar bağırsaydım, kahvelerde oyunlar oynayıp dünyada oynanan insan onurunu ayaklar altına alan oyunları görmeseydim diyorum. Herkes gibi olmayıp da ne kazandım? 

   Ne mi kazandım?  Hep düşünceyle, kaygıyla geçen bir hayat  ve 52 yaşında kalp kriziyle değişen dört damar.

   Oysa tam şu anda kazanan takımın konvoyuyla caddelerde veya kaybeden takımın taraftarıyla meyhanede olmak müthiş olurdu. 

   Yaş Kemale erdi ve fark ettim ki ne dünyayı kurtarmak  ne de kendini dünyanın gamından ve kederinden kurtarmak mümkün. Oysa stadyumlarda ve kahvelerde dünyayı umursamadan bir hayat sürmek mümkünmüş!