Biri bu dükkan sahiplerine böyle bir şey mi demiş acaba?
Yok mu şu sakil, paslı, solmuş, devasa tabelaları bir denetleyen?
Hele geçenlerde bir kebapçı gördüm.
Adama tabelaları yetmemiş, koskoca boğa maketleri koymuş sundurmasının üzerine..
Bir sonraki aşamada kapısının önüne bir kaç inek bağlayıp, onları orada otla beslemeye kalksa kimse tepki göstermez gibime geliyor.
Tüm binayı giydirenler tanıtımda daha önceki yıllarda bu kadar agresif değildiler.
Bu işletmeciler belediyeyi ve diğer apartman sakinlerini nasıl ikna edebiliyor acaba?
Tabela vergisi uygulaması kalktı mı yoksa?
Ya da sudan daha ucuz bir hâle mi dönüştü?
TABELAN KADAR KONUŞ
Varsa eğer, bu işletmelerin yıllık tabela giderlerinin toplam cirolarına oranlarını da merak ediyorum.
Herkes artık konum bildirerek birbirini bulabilirken, Yüzüncü Yıl caddesindeki onca balkon tabelası neyin nesidir?
Bu şehirde herkes hasta ya da birbirini dava mı ediyor ki, o caddede onca doktor ve avukat ofisi var?
ŞIRDAN, CİĞER, SAKATAT ÖNEMLİ
Artık onlara ayrı bölgeler oluşmuş gibi.
Ciğer rengindeki devasa tabelaları ile komşularına adeta gözdağı veriyor gibiler.
Rekabet sağlam olsa gerek.
Geçenlerde bir porsiyon yaprak ciğer yiyeyim dedim.
Abartısız yanında ücretsiz 8 tabak meze geldi.
“Ben bunları söylemedim, bir başka masanın olmalı” diyordum ki, “ikramımızdır beyefendi” diyerek şaşırtıldım.
İyi de onca şeyi yiyecek olan bir insanın başka bir şey yemeye takati kalmıyor ki.
Belli ki yerli halka hizmet ediyorlar, yoksa Avrupalı bir turiste kelle, paça, beyin, kokoreç falan zor satılır.
AMERİKAN KÜLTÜR DİL KURSU
Sevgili arkadaşım Kubilay Ali Gürkan Lara’daki Amerikan Kültür Dil Kursu’nu 2012 yılından bu yana başarıyla yönetiyor.
Bunu gören iki ayrı işletmeci tam onun yanına birer dershane açtılar.
Hem de bir tanesi devasa bir tabela ile.
“Bu caddede yeterince İngilizce öğreten dershane oldu, siz ancak şu bölgelerde açabilirsiniz” diyebilen yetkili bir kurum olsa iyi olmaz mı?
Avrupa’nın bir çok ülkesinde, o dükkanın mülkünü de alsanız size istediğiniz işletmeyi açtırmayabilirler.
TANITIM ÖNEMLİ TABİİ
Her yer adeta bir tabela mezarlığı.
Mezarlık deyince aklıma geldi.
Şehir içindeki mezarlığa yakın bir yoldan geçerken, yerlere serilen mezar taşlarına, dükkan camlarına asılan cenaze hizmetleri tanıtımlarına da şöylece bir dokunup geçeceğim.
Doğrusu çok başarılılar, insanın ölesi geliyor.
Bunlara bir de belediye seçim dönemlerinde adayların tanıtım tabela ve pankartları da ekleniyor ki vay anam vay.
Megafonlarla yapılan marş ve propoganda çığlıklarından hiç bahsetmeyeceğim.
Adaylar bir de kendilerini Mak. Müh. Dr. gibi ünvanlarla tanıtmıyorlar mı..
“Haa bu tıp doktoru, insan vücudundan anladığına göre bizim şehri de iyi yönetir kerata” gibi bir algı mı yaratmaya çalışıyorlar acaba?
Arıtma genişletme çalışmasını bildiren bir tabela yapmış bir belediye başkanı.
Tabelanın yarısı kendi fotoğrafından oluşuyor.
Muratpaşa’ya hoşgeldiniz demiş ilçenin başkanı.
Yine tabelanın yarısı başkanın sureti.
Kimi ne kadar ilgilendiriyor Antalya’nın içinde hangi ilçede olunduğu acaba?
Başkanlar seçilmiş oldukları beldelerin yollarına neden kendi fotoğraflarını koyma ihtiyacı duyarlar ki?
İstanbul Antalya’dan da beter pek tabii.
Belediye yöneticileri onca dertle uğraşırken, bu yazdıklarım belki onlara fantazi olarak gelebilir, ama tabelaların çoğu pek fena.