İBRAHİM UYSAL


TÜRKİYE SİYASETİNİ ANLAMAK -3

Sanayi Devrimi, Tarım Devrimi'ni takip eden verimli ve istikrarlı üretim sürecine tüm dünyada geçiş dönemidir.


Bu, serinin 3'üncü yazısı olacak. İlkinde, hem bu yazı için, hem de genel başarı için temel koşulları oluşturacak yol ve yöntemden; ikincisinde de, politika/siyaset konusuna girebilmek için dünya tarihinde Devlet olgusuna nasıl gelindiğinden, kabaca söz ettik.

     Bu bölümde de, Devlet olgusu ile birlikte, tüm dünyada olduğu gibi özellikle bizi de yakından etkileyen Avrupa-Amerika ve Türk tarihinde (Osmanlı'da), Demokrasi sürecine nasıl gelindiğinden, söz edeceğim.

     Tüm dünyadaki sosyal ve siyasal değişimlerin temelinde ekonomik olaylar ve süreçler vardır. Bu nedenle, avcı toplayıcı tolumdan, yerleşik tarım toplumuna geçiş, kişilerin kendi başlarına ve aileleri ile birlikte ürettikleri sürecin devamında da takas yöntemi ile gereksinimlerini karşıladıkları bir döneme getirirken, sosyolojik tarihi sürecin sonunda da  FEODAL ÜRETİM DÖNEMİ başlar.

       Üretimlerin atölyelerden çıkıp, makinenin icadı ile fabrikalara yönelmesi ise Sanayi Devrimini doğurmuştur. Bu aynı zamanda dünya çapında ekonomik göçlere de sebep olmuş, 1600'lerde Avrupa'dan Kuzey Amerika'ya GÖÇ DALGASI başlamış, sömürgelerden de Avrupa'ya ucuz emek taşınmıştır.

     Dünya Denizciliğini elinde bulunduran İspanya ise, Meksika, Batı Hint Adaları ve Güney Amerika'da zengin İspanyol kolonilerini kurmuştur.

     Bu süreci izleyen 1620-1635 yılları arasında da, siyasal ve ekonomik baskılardan kaçmak, dinsel inançlarını  özgürce yaşamak amacıyla İngiltere'den (Avrupa) Amerika'ya koloniler halinde büyük Yahudi nüfusu göç dalgalarını görüyoruz.

     Aynı dönemde (16. ve 17. yy) ise, Osmanlı İmparatorluğu gücünün doruğunda, Avrupa, Asya ve Afrika'nın bir çok bölgesine yayılmış ve buraları egemenliği altına almıştır.

    Sanayi Devrimi, Tarım Devrimi'ni takip eden verimli ve istikrarlı üretim sürecine tüm dünyada geçiş dönemidir. İlk önce Büyük Britanya'da 1760'larda başlar ve 1820-1840 yılları arasında da tüm Kıta Avrupa kıtasına, ardından da Amerika Birleşik Devletleri'ne yayılır; insan emeği, elle yapılan üretim yöntemlerinden, makinelere geçiş dönemi başlar.

     İlk başta kimya ve demir üretim sektörlerinde başlamış olan bu süreç; buhar gücünü kullanan makineler sayesinde de takım tezgâhları ile tekstil gibi bir çok sektörde makineleşmeyi teşvik etmiş, üretimin fabrika üretim bantlarına kaymasını sağlamıştır.

     Sanayileşen ülkelerde nüfus artmış, halkın aydınlanması sayesinde nitelikli eğitim ve üretim süreçleri başlamıştır.  İngilizlerin başlattığı sanayi devrimi süreci tüm dünyayı etkilemiş,  bunun sonucunda da  Kapitalizm gelişmiş, büyümüş ve yayılmıştır.

    Kapitalizmin, sahip olduğu bu olanaklar ile gelişip, büyürken; etki altına aldığı ülkelerdeki iktidarları da yönlendirmeyi ihmal etmemiş, eğitim, üretim ve tüketimin alanlarında yapılan teşvik ve destekler ile de iktidarlar yerlerini sağlama almışlar, dahası bu çevrelerin isteği doğrultusunda, bütün ülkelerde özel mülkiyet haklarının korunması yönünde yasal düzenlemeler yapılmıştır.

     Dünya özgürlük ve demokrasi tarihinin köşe taşı sayılan Fransız Devrimi/İhtilali (1789) ile 1775-1778 yılları arasında yaşanan Amerikan İç Savaşı ve bu sürecin sonunda da 4 Temmuz 1776'da  Philadelphia "Independence Hall" Pennsylvania Eyalet Evi'ndeki İkinci Kıta Kongresi'nde Amerika Bağımsızlık Bildirgesi kabul, ardından ABD kurulur ve Cumhuriyet ilan edilir. 

     Amerika'da yaşanan bu süreç, Fransız Burjuvazisinde de farkındalık yaratmış,  yanlarına yoksul ve topraksız köylüleri de alarak, Saraya/ Krala, Soylulara karşı bir ayaklanma başlatmışlar ve sonunda da 1789 Fransız Devrimi/İhtilâlini yapmışlardır.

     Fransa'daki mutlak Monarşi'nin devrilip, yerine CUMHURİYETİN kurulması ile birlikte, Katolik Kilisesi de reformlar yapmaya zorlanmıştır.

   Bütün bu olaylar zamanla dünya tarihini de etkileyecek Milliyetçilik akımlarının yaygınlaşmasını sağlayacak, Yakınçağ'ın başlamasıyla birlikte Avrupa ve Dünya tarihinde büyük bir dönüm noktası olacaktır.

     Bu süreçte Osmanlı'ya bakacak olursak; Fransız Devrimi, bütün dünyayı olduğu gibi Osmanlı Devletini de etkilemiş, insan hakları, bireysel özgürlükler, eşit yurttaşlık, anayasa gibi konular aydınların gündemine gelmiştir. Sonuçta Tanzimat Fermanı (3 Kasım 1839), Islahat Fermanı (18 Şubat 1856) yayınlanırken ve Kanun-i Esasi (1876) düzenlemelerinde de, bu fikirler etkili olmuştur

     Bütün Dünya bu süreç ve olayları yaşarken, Osmanlı topraklarında da, tüm dünyada olduğu gibi bir çok şey değişmiş, kapitalizm bütün dünyada üretim ve kaynaklardan daha fazla pay almak gibi beklentiler içine girerken, insanların aydınlanması ve üretimin artması için de kendi sürecini dayatmıştır. Bu süreç imparatorlukları parçalarken, savaşlara ve yeni ulusal devletlerin ortaya çıkmasına da sebep olmuştur.

(Devam edecek)