İBRAHİM UYSAL

Tarih: 11.01.2025 09:45

TÜRKİYE SİYASETİNİ ANLAMAK -5

Facebook Twitter Linked-in

Nasıl insanın doğduğu ev, kaderidir ise; ülkelerin tarihleri ve yurttaşlarının kişiliği, niteliği, eğitim ve kültürü de, ülkelerin kaderidir.

      Bu gün dünyada herkesin kabul ettiği Birleşmiş Milletlere (BM) kayıtlı, 117'si Asya ve Avrupa'da olmak üzere, 208 ülke bulunmaktadır. Ülkemiz de 2024 itibariyle, 85 buçuk milyon nüfusu ile, nüfus büyüklüğü açısından, 18. sırada yer almaktadır. Bunu Dünya nüfusu ile kıyaslarsak, dünya nüfusunun %1,1'i ülkemizde yaşamaktadır.

     Ülkemizi hem coğrafya hem de nüfus açısından değerlendirmek gerekirse, coğrafya olarak, ilk çağlardan beri ekonomik, siyasi vb sebeplerden dolayı  göçler, savaşlar, milletlerin, devletlerin başka milletlere, etnik ve inanç gruplarına uyguladıkları baskılar sonucunda Anadolu; Ön Asya'dan Mezopotamya'ya kadar, Trakya ile birlikte, hep savaş, istila ve göç yolu olarak Avrupa'dan Asya'ya ve Afrika'ya ya da tersi bir geçiş koridoru olmuştur.

      Anadolu'nun tarihine bir göz atarsak, bir çok uygarlığın merkezi olduğunu ve görürüz. Buna gerekçe ise, Anadolu'nun coğrafi konumunun elverişliliği, iklim koşulları ve doğasının her türlü yaşama uygun olmasıdır. Bugün bile yedi iklim bölgesi olarak coğrafi tanım yaparız.

    Bu ülkenin şanssızlığı, bazılarını ayırarak aydının ve akademisyenin gerçek bilgileri bulup araştırma yerine, önlerine konulanlar ile tarih yazmalarıdır. Bu yüzden de Türklerin ve Anadolu'nun tarihi ne yazık ki, "islamiyet ile başlar ve islamiyet ile biter"!..

    Oysa Türklerin tarihi İslamiyetten önce sadece Orta Asya'dan ibaret de değildir. Türkler, yaşamlarını sürdürmek, hayatta kalmak için ana yurtlarından başka bölgelere göçler yapmış, bir çok coğrafyalarda da varlıklarını sürdürmüşlerdir. 

    Asya ve Avrupa'da olduğu gibi, Türklerin izlerini 1071'den önce de Anadolu topraklarında da görmekteyiz. Yazar Mehmet Madanoğlu, "Malazgirt Muharebesi’nden Önce TÜRKLERİN ANADOLU SERÜVENİ" adlı yapıtında, Türklerin Anadolu'daki serüveni, belge ve bilgilerle  yaklaşık 4250 yıl öncesine kadar dayandırmaktadır. Akad Kralı Naramsin (MÖ 2260-2223), "Şartamhari Metinleri"nde yaptığı seferleri anlatırken Anadolu'da "Türki Krallığı"ndan söz ederken, serüvenin izlerinin Türklerin Anadolu'daki varlıklarının kanıtıdır, demektedir.

   Ayrıca Türk varlığının kanıtı olarak da,  Kimmerler, İskitler, Avrupa Hunları, Sabarlar, Avarlar, Hazarlar ve Oğuzlar'ın Anadolu'da bıraktıkları Türk izlerini saymaktadır. 

    Kafkaslar ve Boğazlar üzerinden Anadolu'ya gelip, bozkır kültürüne uygun olarak yaylalara ve sulak yerlere yerleşmişlerdir.

    Elbette ki Malazgirt Meydan Savaşı, Anadolu Türk tarihi açısından bir dönüm noktasıdır, ancak Selçuklular, Bizans'a karşı kazandıkları bu zafer ile Anadolu'yu kalıcı olarak yurt edinmişlerdir. 

     Yine Selçukluların Miryokefalon Savaşı, 600 yıllık devlet sürecinin ardından Emperyalist I'inci Dünya Savaşı'ndan sonra, İtilaf Devletleri tarafından parçalanan ve yok edilen Osmanlı Devleti, Kurtuluş Savaşında Sakarya Meydan Muharebesi ile, Türklerin Anadolu'nun kadim milleti, devletin de bu toprakların gerçek sahibi olduğu kanıtlanmıştır.   

  Mustafa Kemal'in (ATATÜRK), 16 Mayıs'ta başlayıp 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkması ile başlayan Kurtuluş Savaşı süreçi, 23 Nisan 1920 TBMM'nin açılışı ile KURUMSALLAŞIR, 1 Kasım 1922'de saltanat kaldırarak, 29 Ekim 1923'te de Türkiye Cumhuriyeti ilan edilip, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURAN TÜRK HALKINA TÜRK MİLLETİ DENİLİR, denilerek de tüm yurttaşları kapsayan Cumhuriyetin varlığı, dünyaya duyurulur.

(Devam Edecek)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —