İBRAHİM UYSAL

Tarih: 12.01.2025 18:11

TÜRKİYE SİYASETİNİ ANLAMAK -6

Facebook Twitter Linked-in

Ve gele gele geldik Cumhuriyet'e.

     Cumhuriyetin kapılarını açmadan, bu kapıdan nasıl girildiğine bir bakalım, neler neler yaşanmış!..

     Emperyalist Devletlerin (İngiltere/Birleşik Krallık, Fransa, İtalya ve Çarlık Rusyası) Osmanlı Devletini parçalama planları devrededir.

     İlk olarak, İtalya Krallığı ile 1912'de yapılan Uşi Antlaşması ile Ege'de 12 ada İtalyanlara bırakılırken, 1913'de Bulgar krallığı ile yapılan Londra Antlaşması ile de, Girit Yunanistan'a bırakılırken, Ege (12) Adaları'nın geleceğinin belirlenmesi ise emperyalist devletlerin insafına bırakılırken, Osmanlı Devleti fiilen Ege Adaları'nı kaybetmiştir.

     İlk olarak 1916'da Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanıp, hangi emperyalist devletin, hangi toprak parçalarını egemenliği altına alacağına ilişkin karar Sykes-Picot Anlaşması ile verilir. Bu Birleşik Krallık ve Fransa arasında imzalanan, daha sonra da Rusya ve İtalya arasında yapılan gizli bir anlaşmadır. 

    Dönemin ABD Başkanı Woodrow Wilson, Wilson İlkeleri olarak bilinen, I'inci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulmasını istediği dünya düzenine ilişkin görüşlerini açıkladığı 8 Ocak 1918 günkü konuşmasında, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının uluslararası ulaşıma açılması ve Osmanlı topraklarının pay edilmesini ister.

      Bu arada da emperyalist devletler arasında 28 Temmuz 1914 tarihinde başlayan 1'inci Dünya Savaşı, 11 Kasım 1918'de sona erer; sıra kazanan ülkelerin toprak paylaşılmasına gelmiştir.

     Osmanlı Devleti, 1'inci Dünya Savaşı sonunda, İtilaf Devletleri ile 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi sonunda Ateşkes Antlaşması yapar.

     Bu antlaşmadan sonra, Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir.

    İskenderun, Musul, Urfa, Antep, Maraş İNGİLİZLER;

    Hatay, Mersin, Adana bölgeleri FRANSIZLAR, 

    Kuşadası’ndan başlayan ve Antalya’ya kadar uzanan Bölge İTALYANLAR; 

   İzmir ve çevresi ile Doğu Trakya, YUNANLILAR tarafından işgal edilmiş;

   Boğazlar  ve Bölgesi de, İtilaf Devletleri’nin ortak denetimi altına girmiştir.

     Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) öncülüğünde 19 Mayıs 1919'da başlayan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi sürerken, Mustafa Kemal Paşa Şubat 1919’da Milli Mukavemet Merkezinin Ankara olması gerektiğini arkadaşları ile kararlaştırır ve 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelir ve Milli Mücadeleyi yürüteceği karargahı kurar.

     Bunu takip eden süreçte bu kez, 10 Ağustos 1920'de, OSMANLI İMPARATORLUĞU ile MÜTTEFİK DEVLETLER arasında (Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Ermenistan, Belçika, Yunanistan, Hicaz Krallığı, Polonya, Portekiz, Romanya, Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı, Çekoslovakya) SEVR ANTLAŞMASI imzalanır.

     Osmanlı tarihinin yıkım fermanı olup, devletin ve milletin bağımsızlığı tehlikeye atan, Anadolu topraklarının emperyalist devletlerce paylaşılmasına olanak veren 433 maddelik SEVR ANTLAŞMASI taraflarca imzalansa da, Osmanlı Meclis-i Mebusan'ının feshedilmiş olması ve;

    Ankara'da 23 Nisan 1920'de açılan, Türkiye Cumhuriyeti'nin yasama organı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) bu antlaşmayı kesinlikle kabul etmemesi sebebiyle, antlaşma hükümsüz sayılmıştır. 

     TBMM'nin yönetiminde yürütülen Büyük Taarruz'un (26 Ağustos 1922-18 Eylül 1922) zaferle sona ermesi ve Çanakkale Krizi'nden sonra, İtilaf Devletleri, TBMM'ye ateşkes çağrısında bulunmuşlardır. Türk ordusu ile Birleşik Krallık işgal kuvvetleri arasında bazı gerginlikler yaşandıysa da görüşmeler 3 Ekim 1922 tarihinde Mudanya'da başlar ve TBMM ile İtilaf güçleri arasında 12 Ekim 1922'de MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI imzalanır. Yunanistan, 14 Ekim 1922'de ateşkese razı olur.

     Birinci Dünya Savaşında ekonomik olarak çökmüş İtilaf Devletlerinin halkları, yeni bir savaşı göze alamamışlar ve hükümetlerine anlaşma için baskılar yapmışlardır. Türkiye'den de bu devletler ile ilişkileri olan azınlık temsilcileri de Türkiye'yi destekleyerek, konferansın yapılmasına arabuluculuk yapmışlardır. İtilaf Devletleri de, barış görüşmelerini tekrar başlatmak için Türkiye'yi yeniden Lozan'a çağırmıştır.

    İsviçre'nin Lozan kentinde 11 Kasım 1922'de başlayan Lozan Barış Konferansı, TBMM/Türkiye'nin bağımsızlık talebi nedeniyle görüşmeler çetin geçmiştir. Türkiye, kayıtsız şartsız bağımsızlığını elde etmek istemektedir, İtilaf Devletleri ile uzun ve zorlu görüşmeler sonucunda Konferans, 24 Temmuz 1923'de sona erer ve TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN TAPU SENEDİ OLAN, LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI 24 Temmuz 1923 tarihinde;

      TBMM'nin İsmet İnönü başkanlığındaki temsilcileri huzurunda, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri arasında imzalanır.

     Ortalıkta LOZAN YÜZ YILLIKTIR naraları dolaşırken, Cumhuriyet, tek partili, çok partili ve ihtilâli serüvenini yaşayacaktır.

(Devam Edecek)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —