ZEYYAT ŞAHİN


ZEYYAT ŞAHİN yazdı / YARA VE SIR

ZEYYAT ŞAHİN yazdı / YARA VE SIR


Yaralarından haber ver, yaranı haber ver. Haber ver ki yarana yar sızılarına yaren olayım. Derdine derman, yarana merhem olmak istemiyorum ben; yaranı bilmek, anlamak ve kabuğunun altında neler sakladığını bilmek istyorum. Neden her yara iz bırakır, onu anlamak istyorum. En  çok da yara ve yar sözcüklerinin köklerinin aynı biçimde yazılıp okunmasının bir tesadüf mü olduğunu öğrenmek istyorum. Yaralarından haber ver bana. Yaralarına merhem olup bundan dolayı ödül beklemek değil derdim. Çağ, her derde derman üretenlerin çağı zaten. Ben ; sabahları gözleyen sızılarını duymak, uyku sürgünü gözlerindeki hüznü cümleye dökmek ve sonra o cümlenin dehlizlerinde uzun uykulara yatmak istyorum. Çünkü sızıları gizleyen bir teni taşımanın ve  sızılarda gizlenmenin nasıl zor olduğunu öğrenmek istyorum. Yaralarından haber ver bana; yaralayanlardan söz etme sakın. Kıymeti yok yaralayanı bilmenin.yarayı  bilmek , sana yarayabilmekten çok daha kıymetli. Bilmek, görmek ve yaraya dokunmak istyorum ben. Dokunayım ki iz bırakmasın. Kimse dokunmadığı ve kimse bilmediği için izi var tenimizde her yaranın. Yara dokunulmak , sızı duyulmak ; yara yar elinde, sızı yar dilinde yok olmak ister. Yaralarından haber ver bana,  haber ver ki yaralarını, yaralandığını görmek isteyen uğultulu kalabalıkların hışmından seni koruyabileyim. Yaralar, bu hışımlardan korunabilmek için oyar tenimizi; oyar ve derinlere gizlenir. Ve yara derinleştikçe izi netleşir. Yaralarından haber ver bana. Yaralarıma değmeden durabilirsen yanımda, yaralarını sor bana. Yaraların mı yoksa yaralarım mı duyduğum sızıya sebep, sor bana.