Türk sivil havacılığına tescilli bir şirket olan Güneş Ekspres Havacılık A.Ş, bilinen adıyla SunExpress Airlines’ın davetiyle geçen hafta Antalya’ya yolculuk yaptık. Şirket mutad olarak gazetecileri misafir ettiğin basın toplantısında yaptıklarını ve gelecekte yapacaklarını Genel Müdür- CEO Max Kownatzki ve Genel Müdür Yardımcısı Tuncay Eminoğlu’un ağzında en geniş şekilde anlattı. Teşekkür ediyoruz. Yolculuğun ikinci ayağını Polonya’nın başkenti Varşova’ya yaptığımız ve iki gün süren dolu dolu bir gezi oluşturdu. Antalya’dan 26 derece sıcak havada bindiğimiz SunExpress’ın B737-800 tipi uçağıyla üç saatlik bir yolculuktan sonra Lotnisko Chopina Warszawa’ya (Varşova Şopen Havalimanı) 4 derece bir havada indik. Havalimanı’na adı verilen Frederik Şopen, Polonya ve Fransa kökenli ünlü bir piyanist ve besteci. 1849’da Paris'te ölmüş ve vasiyeti üzerine kalbi, Varşova'daki Kutsal Haç Kilisesi'ne getirilmiştir.
Polonya bizim kuşak için “Demir Perde Ülkeleri” diye tabir edilen komünizmle yönetilen bir ülke olarak bilinirdi. Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku ülkeleri de Polonya’nın başkentinin adıyla “Varşova Paktı Ülkeleri” diye anılırdı. Havalimanına indiğimizde Avrupa’daki diğer havalimanından farkı olmayan modern sayılabilecek geniş ve ferah bir tesisle karşılaştık. Uçağı ağzına kadar dolduran yolcuların da öteki Avrupa halklarında hiçbir farkı yoktu, konuştukları dil Lehçe’den başka.
Yıllarca komünizmle yönetilen ülkede filmlerde gördüğümüz sahneler yoktu

Varşova o eski Varşova hiç değildi. Polonya Türkiye’nin yarısından daha az 312 bin kilometrekarelik yüzölçümü ve 37 milyonluk nüfusuyla Avrupa’da hatırı sayılır bir yere sahip bir ülke. 1918’de ikinci cumhuriyetin kurulduğu ülke, 1944’te Halk Cumhuriyet ve de 1990’da da üçüncü cumhuriyeti kurup bu günlere gelmiş. Ülkenin tarihinde en büyük acılar
Sovyetler ve Nazi Almanyası’nın işgalinde yaşanmış. Bugün bile bu acının izleri anıtlarla ve heykellerle hep yaşatılıyor. Eski şehrin binaları aslına uygun korunuyor. En çok turist de bu bölgeyi ziyaret ediyor. Varşova geniş caddeleri, tarihi bina ve modern mimarinin gökdelenleriyle dikkat çeken sıcak ve canlı bir şehir. Lokantalar ve kafeler genç insanlarla dolu, alışveriş merkezleri kalabalık.
Biz, Polonya deyince Madam Curie’yi ve işçi lideri olarak ün yaparak devlet başkanlığına yükselen Lech Walesa’yı ve Papa 2. Ioannes Paulus’u biliriz de bizim yeni nesil kimi tanıyor bilinmez. Onların yaşlısı da genci de tarihlerini yaratan kahramanları hiç unutmuyor. Her yerde devlete, millete, insanlığa faydası olanların isim ve heykellerini görmek mümkün. Geçmişe saygı var.
Polonya’nın 1989 yılında demokratik yönetime geçmesinden sonra Soğuk Savaşın sona ermesiyle Avrupa’daki yapısal değişiklikler bu ülkeye de yansımış ve etkili olmuştur. 1999 yılında NATO üyesi olan Polonya, 2004’te Avrupa Birliği’ne katılmış. 2000’li yıllardan sonra hızlı bir büyüme gösteren Polonya ekonomisi, 2023 yılı itibarıyla, AB’nin altıncı büyük ekonomisi konumuna yükselmiş olup, yüzölçümü ve nüfus açısından AB’nin beşinci büyük ülkesi olmuştur.

Polonya 2023 yılı itibarıyla, savaş nedeniyle ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan Ukraynalılara ev sahipliği yapan en önemli ve ilk Avrupa ülkesi konumundadır. Mülteciler Yüksek Komiserliğinin verilerine göre Polonya’da halen 1,5 milyon Ukraynalı mülteci bulunuyor.
Polonya Cumhuriyeti 30 Mart 2008’de Avrupa Birliği’nin (AB) Schengen vize uygulamasına katılmış. Alışverişlerde dolar ve euro kabul edilmiyor. Sadece kendi para birimleri olan Zloti geçerli. Fiyatlar ülkemize göre daha da ucuz. Ülkede enflasyon 3.7, işsizlik oranı ise yüzde 2.8 civarında gerçekleşiyor. Gayri Safi Yurtiçi Hasılası 908,58 milyon dolar olan Polonya’nın 2002 ile 2024 döneminde ülkemizdeki yatırımı 42 milyon dolara yaklaşırken, bu ülkedeki Türk yatırımlarının miktarı ise 143 milyon dolara kadar çıkmıştır. Polonya’da 25 bin Türk vatandaşının yaşadığını ve 2024 yılında yaklaşık 1,9 milyon Polonyalı turistin ülkemizi ziyaret ettiğini söyleyebiliriz. Türk vatandaşlarının çok ilgisini çekmeyen Polonya’ya kaç kişinin turistik amaçlı gittiğini doğrusu bilemiyoruz. Gitmesek de gelmesek de orada tarihi, kültürü ve gelenekleriyle bir Polonya var. Gitmeye, görmeye değer bir ülke.
Mutlu yarınlar Türkiye’m…
